Şiir iyiliktir.
İyilik dediğimiz sahici olandır.
Sahici olansa yaşamımızdaki eksiklerimizi kabullenip fazlalıklarımızı kabullendirmeden yürüdüğümüz yoldur.
Yol’un önü eşik sonuysa kirpiktir. Eşik iyilik kapısı, kirpikse kapıyı açtığında karşına çıkan mahcubiyettir.
Mahcubiyet; dünyayı korumak için kirpiklerini onun üzerine örtmekten başka bir şey yapamamanın acısı olabilir mi?
Olabilir, çünkü dünya her geçen gün biraz daha kirleniyor.
Oysa şiir iyiliktir ve kiri kaldırmaz.
***
Kirpik ve eşik, köklerimizin insani yanlarını Yunus inceliğinde modern bir dünyanın içine sokar. Modern dediğimiz dünya her ne kadar eril olsa da bu iki sahici sözcük bu dünyada geçirilen zamana dişil bir ad verir: “ömür hanım”.
Ne güzel değil mi? Hem alımlı hem de anaç (üretken).
***
Şiir iyilik olduğu kadar kalbin yalın halidir.
Gezegenimizde kadri bilinmemiş şaşırtıcı sözleri boşluktan alır ve size doğru üfler.
Söz, varsın düşünceyi tembel kılsın ama şiire arıdır.
Bağbozumu şarkılarını dinlerken (isterseniz okurken) yalnızlık ve ölüm kulağınıza yaşamın ışık hecelerini fısıldar.
Hece, kelimenin parçalanmasından çok güneşin evlerden önce ısıttığı bir taştır. Taştaki hayal, taştaki yalnızlık, taştaki ayrılık…. ama taş oradayken, yani aşkın yonttuğu hayatın ortasındayken ölümle ancak söyleşebilir insan.
***
Çembercik kuşu.
Çok az bir şaire konar güzel bir adı olan böyle bir kuş. Tıpkı yıllar önce Selahattin Çakıcıoğlu’nun gökyüzünde uçurduğu Kadirne kuşları gibi (Varlık, yıl 1983, sayı 905). Şimdi o kuşlar bir akbabanın midesindedir.
***
Şiir, yalnızlığın, ölümün ve ayrılığın iyiliğidir.
İyi olduğu için de ölümle konuşur, ayrılığa küser, yalnızlıkla barışır.
Elbet kendi mistizminden çıkar ve kalabalığa karışır.
Ve şunu görür: Ay, aynı evlerin üzerinde parlarken çocuklar aynı ayın altında ölür.
Ve şunu der: Tanrım sen de iyisin! Sana yüklenen her anlamı taşıyacak kadar iyisin ve çaresizsin.
Çaresizlik kalabalığın içindedir. Eli-kolu bağlanmış, ses telleri koparılmıştır. Ama kalabalığın içinde iyilik, onun türküsünü duyar ve o türküyü Tanrıya ninni olarak söyler.
Dünya ve rüya, yalnızlık ve kalabalık, uzak ve yakın… her şeyin bir bağlacı vardır.
Ama, ’hayal’ ve ‘ölüm’ün bir bağlacı yok.
İşte, iyilik bu iki sözcüğü birbirine bağlar.
***
Hayal ve ölüm.
Çocuk ve hakikat.
Yaşamak ödülüne ölüm cezası.
Hayat ve ceza.
Bütün bunlara rağmen iyiliktir şiir.
İyilik, kendi yarasını sevmektir. İşte bu yaradan kanar bağbozumu için söylenen şarkılar. Aşka ve şaraba dönüşmek için, başkalarıyla aşkı ve şarabı paylaşmak için.
Salih Mercanoğlu