dd469-kartpostal-fare

Bir fare, düşün, önünde kapan, kapanın içinde zehirli lokma, kapanın arkasında ışık, kapanın arkasında hayat, ama çıkış yok, dört yan kapalı ve havasız ve karanlık, ve fare ancak o lokmayı yiyerek çıkabilir dışarı. Çıksın mı fare? Çıkmazsa ölecek zaten. Çıkmak için de ölmesi lazım. Ölünce dışarı çıkacak. Çıksın mı dışarı?

İşte, dedi kadın adama, dilemma budur. Gerisi hikayedir. Biz, hepimiz, ölerek kurtulabileceğimiz bir karanlıktayız. Bunun adı hayat; ama bundan sonrası da hayat!

Konuştukça sesi yükselmiş; heyecanlanmıştı. Kulaklarına kadar kızarmıştı.

Adam, gülümsedi, biraz müstehzi biraz oyuncu biraz da kışkırtıcı ve kösnül (kolay değildir bir gülümsemeyi anlamak, anlatmak). Çok güzelsin, dedi. Ben bunu biliyorum.

Ah! dedi kadın. İçinden dedi. İçindeki fareye dedi. Bu karanlık, dar ve çıkışsız yerde nefesimi azaltıyor bu adam. Bir değil iki kişiyiz şimdi, bir de kapan.

Onur Çalı