cc17d-428991_131511126970273_510280499_n
Ilgın Özmen

Şüphesiz maruz kalacağız bu kirpiklere, dedi adam.
Evet!
Işığın maviliğini sıyırır belki bir karanfil
ama kuzey kutbundan bir nefes patlasa yalnız
hiç şüphe yok
devrilir o elmalar.

Bırak şimdi ben bir file yazıyorum, pembe
adamlar baygın elbiseler soyunuyor,
sisleri toplaşıyor göğsüme aleyhte şehr
gülüyorum.
Gülüyorum çünkü göğüsleri puslu ve muhakkak kasım.
Gülüyorum,
fark etmiyor sevgilim, fark etmiyor.
Çek perdeleri sen
çek, aman tenine değmesin müzik.

Bak, silik bir yazıyı okumaya çalışmış şu Ay,
solgun.
Sonsuz, daha demin geçti yanımdan inan
inan, onlar da en az ben kadar inanmıyorlar
yalnızlığa
ve kuzey kutbuna.
Bak bana sorsan, daha demin
bir alfabe azad ettik İsa’dan,
tilkinin kuyruğuna sarındım
ve gök tabii
tabii ki gök!

Beklediğimiz bir şey var.
Kimse bilmiyorum o ne kadar uzak
neden sorusuna başlasam
bundan çok öncesine gitmem lazım
yani ha mızraklar ha kalkanlar ha tabanca kabzası
yahut arabesk bir alın, şakağın.

Şakağın da buz tutmuş hani öyle arş
yoksa
bu ışıkları kim söylemiş
bu ışıklar aralarında nasıl çoğalmış
ve niye ölüyorlar, hikaye.

Ellerimi özümseyemiyorum belki de bundan
anın önünde bu utanış,
anın döngüsünde bu altın ve oran ve sendrom
ve geyiğin boynuzunda bir garip vertigo.
İşin aslı,
bizim bulutlar da pek şaşkın buna.

Anladım ki hafiflemeyecek artık suçun,
bu hapishane hücresine karanlığı için gel.

Ilgın Özmen