a3b5c-ed39d0dc09dee83001c52268502d1b53

Kulağa ilahi gibi geliyor. Bir arkadaşım New York’tan yeni döndü, orada Ernest Hemingway’in daktilocusuyla çalışmış.

Arkadaşım başarılı bir yazar. Bu yüzden de gitmiş ve en iyisini, Ernest Hemingway’in daktilocusu olan kadını tutmuş. Bu insanın nefesini kesecek, içini sessizlikle dolduracak bir şey.

Ernest Hemingway’in daktilocusu!

Her genç yazarın rüyasının gerçeğe dönüşmesidir, koyu bakışlarıyla, elleriyle klavsen çalar gibi ve tüm bunlara eşlik eden, daktilodan gelen o içe işleyen yazma sesi.

Arkadaşım saatine on beş dolar ödemiş. Bir sıhhi tesisatçının ya da elektrikçinin alacağından daha fazla.

Günlük 120 Dolar! Bir daktilocu için!

Arkadaşım, onun her şeyi yaptığını söyledi. Sen sadece ona bir kopya veriyorsun ve tıpkı bir mucize gibi, alımlı, imlası ve noktalaması doğru olarak alıyorsun. Bu öylesine güzel bir şey ki gözünden yaş geliyor. Paragraflar Yunan tapınaklarına benziyor. Hatta senin yarım bıraktığın cümleleri bile tamamlıyor.

O, Ernest Hemingway’in

O, Ernest Hemingway’in daktilocusu.

Richard Brautigan

Çeviren: Onur Çalı