Aşağıda okuyacağınız notlar, S. S. KOTELIANSKY ve LEONARD WOOLF tarafından İngilizceye çevrilip “NOTE-BOOK OF ANTON CHEKHOV” adıyla yayımlanan kitaptan Türkçeye Onur Çalı tarafından çevrilmiştir. Söz konusu kitap, Çehov’un not aldığı fikirler, çıkmalar ve küçük parçalardan oluşmaktadır.
Yeni edebiyat biçimleri her zaman yeni yaşam biçimleri yaratır ve muhafazakar insan aklına itici gelmeleri de bu yüzdendir.
***
Bir köy ilahiyat okulundaki bir öğrenci Latinceyi çok iyi derecede öğreniyordu. Yarım saatte bir temizlikçi kadınların odalarına iner, gözlerini kapatır ve onları çimdiklerdi. Onlar da çığlık atıp kıkırdarlardı. Sonra çocuk, kitaplarına geri dönerdi. Buna “kendine gelmek” diyordu.
***
İnsanlar hastalıklarından bahsetmeye bayılırlar. Oysa hayatlarındaki en önemsiz şeydir hastalıkları.
***
Erkeklerden yoksun olan kadınlar zayıflar, kadınlardan yoksun olan erkekler ise aptallaşır.
***
Aşk, arkadaşlık ve saygı; insanları ortak nefret kadar bir araya getirmez.
***
Bir mektuptan: “Yurtdışındaki bir Rus, eğer casus değilse, aptaldır.” Komşum aşk acısını yenmek için Floransa’ya gitti ancak uzaktayken daha da depreşti aşkı.
***
Çapkınlık, her erkeğin doğarken yanında getirdiği bir çantadır.
***
Yurtdışındaki Ruslar: erkekler Rusya’yı tutkuyla seviyorlar ama kadınlar sevmiyorlar ve çok geçmeden unutuyorlar.
***
İstanbul’un köpekleri neden bu kadar sıklıkla tasvir ediliyor?
***
Bıyıksız bir adam, bıyıklı bir kadına benzer.
***
Bir profesörün düşüncesi: Asıl olay Shakespeare’in kendisi değil, hakkında yapılan yorumlar.
***
Yalta. Genç ve ilgi çekici bir genç adamı seviyor kırk yaşında bir hanım. Genç adam kadına karşı ilgisiz, onu görmezden geliyor. Kadın acı çekiyor ve sonunda garezinden onun hakkında bir dedikodu çıkarıyor.
***
Bir kadın sanattan büyülenmez, sanatla ilgili olan insanların çıkardıkları gürültüden büyülenir.
***
Evlendikten sonra her şey –politika, edebiyat, toplum– eskiden olduğu kadar ilgisini çekmez hale geldi; şimdilerde karısı ve çocuğuyla ilgili her türlü ıvır zıvır hayatındaki en önemli şey.
***
Ölüm korkunç ama halen daha korkunç olan şey, sonsuza dek yaşayacakmış ve hiç ölmeyecekmiş gibi hissetmek.
***
Öğretmen: “Puşkin’in yüzüncü yaşı kutlanmamalıdır; o kilise için hiçbir şey yapmadı.”
***
Nefret ettiklerim: şakacı bir Yahudi, radikal bir Ukraynalı ve sarhoş bir Alman.
***
Üniversite, insandaki tüm kabiliyetleri ortaya çıkarır; salaklığı da.
***
Sakin, nazik bir kadın sinirlenince şöyle dedi: “Eğer erkek olsaydım, o iğrenç suratına bir tane geçirirdim.”
***
Bir Müslüman, ruhunun selamete kavuşması için bir kuyu kazdırdı. Her birimiz okul, kuyu ya da bunun gibi bir şey bırakabilseydik ardımızda, ne güzel olurdu. Hayatlarımız, ardında bir iz bırakmadan sonsuzluğa karışmamalıdır.
***
Sadakatsiz bir kadın, büyük ve soğuk bir pirzoladır. Kimse dokunmak istemez çünkü daha önce birisi onu ellerine almıştır.
***
O kadına artık aşık değil; gelsin aşık olmamanın heyecanı, huzurlu bir ruh hali, uzun ve huzur dolu düşünceler.
***
Ölüyü soydular ama eldivenlerini çıkarmaya vakit bulamadılar: eldivenler içinde bir ölü.
***
Çok romantik bir düğündü ve sonra – Ne aptallar! Ne bebekler!
***
Eğer biraz olsun boş vaktin olsun istiyorsan, hiçbir şey yapma.
***
Kırk beş yaşında bir kadınla ilişkisi oldu ve sonra hayalet hikayeleri yazmaya başladı.
***
Yalnızlıktan korkuyorsanız eğer, evlenmeyin.
***
Zeki bir adam öğrenmeye bayılır ama öğretmeyi beceremez.
***
Eskiden romanlardaki ve hikayelerdeki erkek kahramanlar (söz gelimi Peçorin, Onegin) yirmi yaşındalardı ama şimdilerde 30-35 yaşın altında kahraman yok. Aynı şey yakında kadın kahramanların da başına gelecek.