Dünyadaki tüm tren istasyonları, bizim gibi insanların içinde olduğu ve istasyonların dinlenme odalarında geçen benzer hikayeler sunarlar size. Bu hikayeler, umumi tuvalet kabinlerindeki otomatik kapıları nasıl atlatabileceğinizi anlatırlar size, yani, bu makinelerin “otomatik – bir bozukluğa bir kişi” olan sisteminin bir Bulgar karşısında nasıl işlemez hale geldiğini.
Bir madeni para ve insanların birbirlerinin bedenlerine sürtünerek hızlıca geçmeleri sayesinde, tüm yolcu grubunun rahatlaması sağlanabilir. Almanya’daki bir istasyonda böyle bir manevra sırasında, tuvalet kapısındaki otomatik aygıtın bu geçişi kaldıramadığını ve bozulduğunu söylediler bana. Küçük ekip içeride mahsur kalmıştı, nasıl yardım isteyeceklerini bilemiyorlardı ve bu nedenle, büyük ihtimalle eski Rus savaş filmlerinden duydukları ve bildikleri tek Almanca sözcükle bağırmaya başladılar: “Achtung!!! Achtung!!!”
Bu bağrışmalar istasyonda büyük paniğe, bekleme odasının tahliye edilmesine ve terörle mücadele timlerinin çağrılmasına neden oldu. Böylece, içerdekiler “Achtung” diyerek bağrışırken dışardakiler patlama bekleyerek mekanı şeritlerle çevirdiler.
“Şu anda ne durumdayız?” sorusuna verilecek yanıt, bir şekilde yukarıdaki hikayeyle alakalı. Tuvaletlerden bağırışlar geliyor. Herkes ne olduğunu biliyor ama ne kapıyı açan var ne de dışarı çıkan. Ve tuvaletten tek çıkış, aşağılara doğru. Cehenneme.
Georgi Gospodinov
Türkçesi: Onur Çalı