Edebiyat ortamımız, ülkemizin diğer ortamlarından farklı değil. Yani; kaos hakim. Çok fazla kitap yayımlanıyor, eleştiri yok denecek kadar az ve sair. Bunlar hepimizin bildiği şeyler. Ve fakat ne şekilde, nasıl olursa olsun ilk kitabın heyecanı da ayrı. Hem, kağıt oyunu oynayanlar bilir; ilk elin günahı olmaz. İlk kitaplar da, tıpkı sonrakiler gibi, kusurlarıyla güzeldir. Kendimize ait, bize kendi yolumuzu açacak güzel yanlışlarımız olmazsa ne anlamı var yazmanın?

Bu ve benzeri düşüncelerden hareketle ilk kitaplarını çıkarmış yazarlarla söyleşi yapma fikri gelişti. İlk kitabını çıkarmış her yazara sorulabilecek ortak sorular belirlemeye çalıştım. Samimiyetle sorulan sorulara verilecek sahici cevaplar, belki, ortak dertlerimizi anlamaya, birlikte düşünmeye vesile olur. Hiçbir şey olmasa bile, bir yazar dostumuzun ilk göz ağrısının heyecanını paylaşmış oluruz.

1537d-66

Kitapsız bir hevesli olmaktan kitaplı bir yazar olmaya giden süreç nasıl gelişti? 

Bu süreçte iki dönüm noktası oldu sanırım. Kitapları yemek istercesine seven cinsten bir okurdum ve yazarlar da gökyüzünde oturup arp çalan, yani fazlasıyla ulaşılmaz ve çok üstün insanlardı benim için. Sonra bir gün sevgili arkadaşım Hande (Ortaç) bir kitap yazdı ve benim hayatım değişti. Yazarlar gökyüzünden inip ete kemiğe büründü ve içimde heves edip duran birinin olduğunu keşfettim böylece. Yaratıcı yazarlık atölyesine giderek yazma sürecini öğrenmeye ve yazmaya çalıştım. Birkaç yıl böyle geçti. Sene oldu 2013 ve ben neden yazdığımı sorgulamaya başladım. Tam bu sırada altKitap Öykü Yarışmasında birinci oldum. Yazmaya devam etmek için çok büyük bir motivasyon oldu.

Yazma uğraşını neden başka bir türde değil de öyküde yoğunlaştırdın? 

Anlatmak istediklerimi öyküyle daha rahat ifade ettiğime inanıyorum Bir de öyküdeki knock-outdurumu beni cezbediyor. Öykü okumayı da bu sebeple çok seviyorum.

Yayınevini nasıl belirledin? İlk kitabın yayımlanma sürecinde neler çektin? 

Kitaplarını okumaktan keyif aldığım birkaç tane yayınevine gönderdim dosyamı. Ayizi’nden çok kısa sürede olumlu yanıt geldi. Allah dağına göre kar verir derler ya, çok doğru. Seneler geçse, üst üste ret cevapları gelseydi, çok ısrarcı davranmaz, kolaylıkla pes ederdim. Neyse ki oldukça çilesiz oldu benim için bu süreç.

Kitabı yayıma hazırlama sürecinde sana yol gösteren, yardımcı olan bir editörün oldu mu? (Eğer olduysa, editöründen razı mısın?) 

Kitabın editörü Neslihan Cangöz ile oldukça verimli bir çalışma gerçekleştirdik. Sihirli dokunuşları oldu. Fazlasıyla razıyım. Aynı şekilde Ayizi’nden de. Her şey söyledikleri şekilde ve belirledikleri takvime uygun gelişti. Hem Neslihan Cangöz hem de Ayizi ile çalışmak harikaydı. Kendimi çok şanslı hissediyorum açıkçası.

İlk kitabınla hayatında neler değişti? Neler ummuştun ne buldun? 

Bir hayali gerçekleştirmenin verdiği müthiş bir manevi haz eklendi hayatıma. Öykülerimi başkalarıyla paylaşabilmiş olmak şahane. Çünkü yazmaya başladığınız anda aslında zaten birilerinin okuması için yazıyorsunuz ve sonra yazdıklarınız bir bumerang gibi elinizden çıkıyor, güzel yorumlar ve beğeniyle de size geri dönüyor, oldukça hoş.

Telifini alabildin mi/alabilecek misin? 

Evet, alabildim.

Dergiler için edebiyatın mutfağı denir. Sen salona, misafirlerin karşısına çıkmadan önce mutfakta ne kadar zaman geçirdin? 

İlk kez bir öyküm 2012 yılında altZine’de yayınlandı. Yaklaşık üç sene geçmiş demek ki.

Kitabın yayımlandıktan sonra yakın çevrenin ve ailenin yazmak/okumak uğraşına bakışları değişti mi? Yazıyla ilişkinde ciddi olduğuna ikna oldular mı? Kitap sana bir özgürlük alanı ya da dokunulmazlık zırhı kazandırdı mı? 

Yazmamın ciddiyetine inanmalarından çok bu kadar uğraşmamın ve harcadığım emeğin karşılığını almama sevindiklerini söyleyebilirim. Günlük hayat rutinimde bir değişiklik olmadığı için kitapla beraber özgürlük alanım genişlemedi veya dokunulmazlık zırhı gelmedi. Fakat bence bu bir açıdan iyi bir şey, çünkü sınırlarınızın olması sizi daha üretken olmaya zorluyor. Biliyorum ki her akşam sadece yarım saat ayırabilirim yazmaya. O süre inanılmaz kıymetli oluyor.

Peki, bundan sonra? 

Bundan sonrasını ben de merak ediyorum. Şu an için hiçbir şey yazamıyorum, yazdıklarımı beğenmiyorum. Bakalım geçecek mi?