30 Ekim 2007’de ilk yayınımızı yaptık: Doğuş. Üstünden tam 10 yıl ve 900 yayın geçti. Bazen adımızın hakkını vererek bildiriler, eylem çağrıları yayımladığımız da oldu ama üretimimizin çoğu edebiyat ve sanat içerikliydi.

Öykü, şiir, kitap inceleme, eleştiri yazıları, söyleşiler, denemeler, çeviri yazılar öyküler şiirler, film eleştirileri, mektuplar, tiyatro yazıları, mizahi denemeler, müzik ve hatta futbol… Liste uzar gider. Matbu yayınlarda evvelce yayımlanmış olan ürünleri sanala taşıdık bazen ama bu 900 yayının önemli bölümü ilk defa burada, sanal parşömen rulolarında yayımlanan ürünlerdi. İlk öyküsünü, şiirini burada yayımlayan arkadaşlar oldu; öykülerini yalnızca Parşömen’de yayımladıktan sonra kitap çıkaranlar da… Demek ki bir edebiyat dergisi gibi de işlev görmüş Parşömen, küçük adıyla birlikte Parşömen Sanal Fanzin.

Dile kolay ama on yıl uzunca bir süre. Bıkmadan usanmadan, zaman zaman umutsuzluğa kapılsak da küsmeden üretmeye devam ettik. Çoğul konuşmamın nedeni böyük adamlar gibi örtülü kibrim değil vallahi, gerçekten öyle hissettiğimden. Çoğul hissediyorum çünkü burada adını ansam sayfalar (rulolar mı demeli) yetmeyecek değerli insanın katkılarıyla oldu ne olduysa.

Peki ne oldu? Bir şey olmadı aslında. Düşündük, okuduk, yazdık ve paylaştık… Hepsi bu.

Lafı yormanın lüzumu yok. Bir kamyon arkası yazısında şöyle denilmiştir: Yaşadıkça Seveceğiz. Biz de yaşadıkça okuyup yazacağız, edebiyat sevgisiyle üretmeye devam edeceğiz…

Hamiş: Hem küçük bir kutlama hem de hafızamızı tazelemek için böyle bir video yapalım istedik. Teknik desteği için güzel insan ve iyi dost Yunus Topal’a bin teşekkür.

Onur Çalı