23 Kasım 2019 Cumartesi günü, saat 15:00’te Macondo Cafe’de, Kadir Yüksel moderatörlüğünde Sultan Komut, Semih Öztürk ve Deniz Poyraz ile “Yaşamdan Öyküye, Öyküden Yaşama” başlığıyla bir söyleşi gerçekleştirilecek.
23 Kasım 2019 Cumartesi günü, saat 15:00’te Macondo Cafe’de, Kadir Yüksel moderatörlüğünde Sultan Komut, Semih Öztürk ve Deniz Poyraz ile “Yaşamdan Öyküye, Öyküden Yaşama” başlığıyla bir söyleşi gerçekleştirilecek.
Söyleşinin eşgüdümünü Mehmet Şen ve Münire Çalışkan Tuğ üstleniyor.
Macondo Cafe: Karabaş Mah. Cebesoy Sok. No: B1 Zemin Kat, İzmit
Tel: 0553 345 49 54
1991’de Lüleburgaz’da doğdu. Lise öğrenimini Lüleburgaz Anadolu Lisesi’nde tamamladı. Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki mühendislik eğitimini yarıda bırakarak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’ne kaydoldu. Mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi’nde Yayıncılık Yönetimi alanında yüksek lisansa başladı. Eleştiri, makale ve röportaj türündeki çalışmaları Ayrıntı, Duvar, Evrensel Kültür gibi dergilerde, BirGün gazetesinde ve kitap ekinde, ayrıca Bianet, İyikitap gibi çeşitli internet sitelerinde yayımlandı. Emine’nin Yanında Konuşulmayacak Şeyler, yazarın ilk öykü kitabı.
Deniz Poyraz’ın dumanlı öyküleri, aşkın ve yenilginin gürültüsü, bir bardak su… Sokaklar yorgun, insanlar kirli, uzun bir yaz akşamında geçiyor bitimsiz bir sonbahar. Emine’nin Yanında Konuşulmayacak Şeyler eski geceleri, çocuk aklında kalan yaraları, mahalle kokusunu anlatıyor. Üstümüzde gökyüzü, ufuklara karşı…
2018 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’ne değer görülen Semih Öztürk, Önce Dağlar Kar Tutacak’ta taşrayı anlatıyor ve içindeki taşrayı başka bir kente taşıyarak sürdürmek niyetinde olan insanları. Öykülerini ağırlıklı olarak ben-anlatıcı ile kaleme alsa da, başkarakterler bir erkek mahkûmdan kurbağaları susturmaya çalışan Nahide’ye dek çeşitlilik gösteriyor, hepsinde farklı ruhsal durumlar ve ilişkilere yoğunlaşıyor.
Öztürk’ün öykü dünyasında mevsim genellikle kış. İnsanlar yan yana dursalar da birbirlerine uzak. Sözler sessizliği duyuruyor, diyaloglar yalnızlığı. Herkese en yakın olan şey ölüm, hakikatle yüzleştiren ölüm. Karakterlerin iç dünyaları yavaş yavaş açılıyor okura ama hep en derinlerde bir yer karanlık kalıyor, çünkü hakikatin kendisi karanlık. Bu yüzden belki de öykülerin hiçbiri bitmiyor, okuduktan sonra bizde sürüp gidiyor.
Önce Dağlar Kar Tutacak, noktayı koyduktan sonra çekip gitmeyi içine sindiremeyen genç bir yazarın ilk kitabı olarak kendi cümlelerini kurmak isteyen okurlarla buluşuyor.
Sultan Komut
Sultan Komut’tan deneyen, yanılmaktan korkmayan, yanıldığı yerleri kendi sezen, o yanılgının da edebiyata dahil olduğunu bilen öyküler.
Öte, bir ilk kitap. İlk kitaplara dair söylenen birçok ezberi yerinden etmeye, sarsmaya aday bir ilk kitap.
Kokulardan, peltelerden, apartmanlardan, kadınadamlardan bahseden; siyasi olmaktan çekinmeyen, bizatihi varoluşu siyasi olan kadınların konuştuğu, konuşulduğu metinler Öte’nin öyküleri. Sultan Komut, çetin bir işe girişiyor. Çok da iyi ediyor.
“Annesi gelin olduğunda kayınvalidesinin aldığı ve babasının atılmasına asla izin vermediği, kahverengi çiçekli kanepenin yanındaki mindere baktı, yoktu. Annesi gelin olduğunda kayınvalidesinin aldığı ve babasının atılmasına asla izin vermediği kahverengi çiçekli kanepenin arkasına baktı, yoktu. Annesi gelin olduğunda kayınvalidesinin aldığı ve babasının asla izin vermediği kahverengi çiçekli kanepenin altına bakmak için eğildi, belini incitti.”