tumblr_oqbk0tyj871sw0ur3o2_r1_640

Tanıtım bülteninden:

Geride bıraktığımız mart ayı, sadece ‘unutulmaz’ bir ay olarak değil; belki kendinden sonraki zamanlar üzerinde de belirleyici etkiye sahip olacak ‘istisna’ bir zaman dilimi olarak geçti. Türkiye mart ayına, İdlib’de çok sayıda askerin can verdiği olayın ardından bir ‘savaş atmosferi’ ile başlamıştı. Dokuz yıldır süren Suriye savaşında, başından itibaren farklı hesaplarla araçsallaştırılmış olan mülteciler, bu atmosferin de bir enstrümanı haline getirilerek Batı sınırlarına yığıldı. Ve ortaya, savaşın evsiz, yurtsuz bıraktığı insanlara yaşatılan yeni ve korkunç bir dramın yanında; ısrarla sürdürülen bir yanlış dış siyasetin zaafları, artık yama tutmayan lime lime yırtıkları da döküldü.

Biz nisan sayımızda bu felaket tablosunun kültürel ve tarihi bir resmini çekmek üzere harekete geçmişken, bu kez küresel ölçekteki bir başka ‘felaket’, Covid-19 pandemisi teslim aldı ülkeyi. Salgın, soğuk elinin uzandığı her yerde, insanlığın tarihsel ve bildik bir gerçeğini, en yumuk gözler için bile görünür hale getirecek olgulara yol açtı: Küresel kapitalist sistemin devlet örgütlenmesi, üretim ve toplum düzeni; hastalığa yol açan virüs ayrım yapmadan herkese bulaşırken, korunma önlemleri ve sağlık hizmetlerine erişim açısından tüm insanlığın dehşet bir eşitsizlik içinde olduğu çıplak şekilde görüldü.

Türkiye’yi yönetenler, bir salgın hastalığı bile kendi iktidarlarının nüfuz alanını ve ömrünü genişletmek için fırsat olarak gördüklerine dair adımlar attılar. Bir yandan herkese evde kalma çağrısı yapılırken, milyonlarca emekçinin, salgından önceki sağlıksız koşullarda zorla çalıştırılmasına devam ediliyor.

Şimdi, “virüs salgınından sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı” yönündeki ham kehanetin gerçekleşme yönüne dair bir mücadele döneminin başında olduğumuzu kabul etmeliyiz belki. Menzel’in tablosundaki gibi, kara pelerinli bir iskelet olarak kapımızı çalan felaket; aslında sadece bir salgın hastalık değil, onunla karşı karşıya kaldığımız anda dünyayı yönetiyor ve insanlığın olanaklarını elinde tutuyor bulunan kapitalist sistemdir. Her şey ‘yeni’ olacaksa, en temel, en zararlı ‘eski’den başlamalıyız değişime…

Yeni e dergisinin Nisan 2020 tarihli 42. sayısını buradan okuyabilirsiniz.