Şiirleri kırktan fazla dile tercüme edilen, hem kendi ülkesinde hem de dünyanın farklı ülkelerinde pek çok ödüle layık görülen ve çağdaş İsrail şiirinin en büyük isimlerinden biri olarak kabul edilen Yehuda Amihay, 3 Mayıs 1924 tarihinde Almanya’nın güneyinde yer alan Würzburg şehrinde dünyaya gelir. Ortodoks Yahudi bir ailenin üyesi olmasından dolayı muhafazakar bir çevrede büyür.

1936 yılında ise ailesiyle birlikte Filistin’e göç ederek Ludwig Pfeufer olan adını, Yehuda Amihay olarak değiştirir (Tevrat’taki bilgilere göre Yehuda, Hz. Yakup’un oğullarından birinin ve Hz. Süleyman’ın vefatından sonra güneyde kurulan devletin ismidir. Amihay ise “Ulusum yaşıyor” anlamına gelir). Kudüs’e yerleşir, burada liseyi bitirdikten sonra Kudüs İbrani Üniversitesinde İbrani Edebiyatı ve Kitab-ı Mukaddes öğrenimi görür. Amihay bir süre öğretmenlik yaparak yaşamını sürdürür ve çeşitli savaşlarda da gönüllü bir asker olarak görev yapar. II. Dünya Savaşı sırasında Britanya güçlerine bağlı Yahudi tugayında, Arap-İsrail savaşlarında İsrail ordusunda savaşır. II. Dünya Savaşı ve İsrail’in Bağımsızlık Savaşı sırasında şiire yönelir, modern İngiliz ve Amerikan şiirini takip eder. Dylan Thomas, W. H. Auden ve T. S. Eliot gibi şairlerin eserleriyle yakından ilgilenir. Kendine has üslubunun oluşmasında özellikle W. H. Auden’in etkisi büyüktür.

Amihay’ın Şiirleri

Eserlerinde yer verdiği savaş, barış, suç, ölüm, yaşam, aşk ve ruhsal krizler gibi konuları neredeyse günlük bir dille işlediği, askeri ve dini terimlerle deyimleri, atasözleri ve sloganları bir araya getirdiği güçlü üslubuyla dikkat çeker. Ayrıca Amihay, Kitab-ı Mukaddes, Sidur, Midraş ve Talmud gibi dini metinlerde geçen ifadeleri seküler bir anlayışla yeniden yorumlayıp incelterek şiir diline adapte eder. Dolayısıyla kendi zamanına kadar İsrail şiirine hakim olan Orta Çağ üslubunu aşarak bu ifadelerle dile getirdiği lirik ‘ben’ anlayışına dayalı eserlerinde, metinler arası imlemelere yer vermesiyle bunların felsefi bir boyut kazanmasını da sağlar. Yaklaşık yüz yıl öncesine kadar sadece ayin ve dualarda kullanılan bir dilin, tekrar hayata güçlü bir şekilde dönmesinde ve dünya çapında edebi bir dile dönüşmesinde Yehuda Amihay gibi şairlerin katkıları yadsınamaz.

עמיחי_קורא_בתמול
Yehuda Amihay

İshak’ın bağlanmasının gerçek kahramanı

İshak’ın bağlanmasının gerçek kahramanı koç idi
diğerleri arasındaki gizli anlaşmayı bilmeyen.
İshak’ın yerine ölmeye gönüllü gibiydi sanki.
Bir anma şarkısı söylemek istiyorum ona,
kıvırcık yünlerine, insansı gözlerine
ve canlı başının üzerindeyken öylece sessiz kalan boynuzlarına.

Boğazlandıktan sonra şofar[1] yaptılar onlardan
savaşlarının sesini duyurmak
ya da kaba saba sevinçlerinin sedasını paylaşmak uğruna.

Son resmi hatırlamak istiyorum
seçkin bir moda dergisindeki güzel bir fotoğraf gibi:
Esmerleşmiş ve şımartılmış delikanlı giyinmiş özene bezene
ve uzun ipek cübbesini giymiş melek onun yanı başında
kabul törenini karşılamak için.
İkisi de boş gözlerle
bakıyor iki boş yere.

Arkalarında, sanki renkli bir zemin, sıkı sıkı tutunan
çalılıklara koç boğazlanmadan önce.
Çalılıklar onun son arkadaşı.

Melek de
İshak da eve gitti
ve İbrahim ile Tanrı çok önceden ayrılmıştı oradan zaten.

Hoş, İshak’ın bağlanmasının gerçek kahramanı
o koç.

Çeviren: Alper Sarıbaş

Kaynakça

Link 1

Link 2

[1] İçi boş boynuzlu hayvanların boynuzlarından yapılan üflemeli bir alet. Antik çağlarda Yahudiler tarafından gürültü ve müzik yapmak, mesaj göndermek ve tehlikeye karşı uyarıda bulunmak amacıyla kullanılan bir araçtır.