img_1597047743603
İlhan Durusel

2016-11-16 Okurla Buluşmak

Okuruyla buluşmak ne demek bilmiyorum. Ben okurumla buluşmaktan korkuyorum. Ya buluşmaya kalkarsam? Buluştuğumda umduğumu bulamazsam? Sevmezsem, beğenmezsem onları? Giyimlerini, hayat tarzlarını, düşüncelerini?

Sevilmezsem? Giysilerim, hayat tarzım?

Okurlarımla gizliden buluşuyorum. Uzaktan seyrediyoruz birbirimizi. Asla konuşmuyoruz. Birbirimizi beğenmezsek, sevmezsek birbirimizi diye korkuyoruz. Sadece edebiyat ve kelimeler var aramızda. Sonra kılık değiştirip kitap fuarına gidiyorum. Kitaplarımdan ikisinin içine onar lira (dolar?) koyuyorum. On liraların üzerine telefon numaramı yazıyorum.

Ve bekliyorum. Hala bekliyorum. On lira var mı hala?

2016-12-23 Misafir Uykusu 

Bildiğiniz gibi misafir olarak kaldığınız bir evde gece ev sahibinin yastığıyla kendi yastığınızı değiştirirseniz ev sahibinin gördüğü rüyayla aynı rüyayı görürsünüz. Bunun yanında ev sahibinin sahip olduğu şeylerden bazıları, yani istediğiniz, gıpta ettiğiniz, kıskandığınız diyelim, neleri varsa onlardan bazıları da sizin hanenize yazılmaya başlar. Bazılarınız iyi anlar bunu.

Sabah bizden önce uyananlar giyip gitmesin diye çoraplarımızla, pabuçlarımızla uyurduk. Erken kalkan biz olursak tabii ki biz de en iyi çorapları ayakkabıları seçer, giyer giderdik. Öyle bir dünya idi yaşadığımız. Fakat çorapla uyumak uğursuzların işidir diye de bilirdik. Donardı ayaklarımız ama çorapla uyursak uğursuzluk getiririz eve diye inanırdık. Evin, ailenin başına gelecek olan her kötülük ve felaketin bizden kaynaklanacağını düşünürdük. Bir günahkarlık çökerdi üzerimize. Suçluluk duyardık.

Ne dediğimizi unuttuk sanki, ama tam değil, galiba yastık değiş tokuşlarından, ev sahibi ile aynı rüyayı görmekten söz ediyorduk. Efendim, biz bu hikayemizde şimdi kaldığımız bir evde, üç gün üç gece boyunca düğün derneğe katıldığımız bir evde, üç gün üç gece boyunca ev sahibinin yastıklarını bizimkiyle değiştirip, onun gördüğü rüyaları görüp, yolculuklara çıkıp, onun rüya yolculuklarını yorumlayıp, o yolculuklarla nereye vardığımızı, ne bulduğumuzu, kimlerle savaştığımızı, kimleri alt ettiğimizi anlatacağız, yoracağız. Sabah yola çıkmadan önce ev sahibinin çoraplarını ve ayakkabılarını giyip, onlarla yürümeye başlayıp, onun rüyalarında gördüğü yerlerden geçtikten sonra geri gelip pabuçlarını ve çoraplarını aynı yere bırakıp hiç yola çıkılmamış gibi davranacağız. O ayakkabıların, o kilometrelerce yolu katettikten sonra hiç yorgunluk göstermeden gelip baş köşeye kurulmasını gözleyeceğiz. Ev sahipleri unutkan ve ihmalkar ama verimkar. Misafirperver. Geceleri bütün ayakkabılar “sihirli pabuç”.

hulki
Hulki Aktunç

2016-12-25 Pegasus Olmak İsteyen Çocuk 

Pegasus Olmak İsteyen Çocuk aslında uçmak istiyordu. O özel, o büyülü kanatları bulduğunda, o kanatları taktığında uçacağına inanıyordu. POİÇ’u Pegasus Ormanlarında bir yere götürüp kanatlarını bulduk. Temizledik. Özenle taktık sırtına. POİÇ, ama uçamıyorum, çalışmıyor bunlar dedi. POİÇ’a gözlerini kapat dedik. Herkes gözlerini kapatsın diye de ekledik sonra. POİÇ gözlerini kapattı. Herkes gözlerini kapattı sonra. POİÇ uçtu, uçtu, uçtu. Öyle bir yere geldi ki, çok yükseğe çıkmıştı, korktu. POİÇ’a gözlerini yavaşça aç, korkacak bir şey yok, aynı yere geri geleceksin dedik. POİÇ gözlerini açtı ve hepimiz tekrar Pegasus Ormanı’ndaydık. Terziye götürdük onu “kanat biç”, ey atlasları, ummanları bilen, “kanat biç” dedik. Prova yaptı, patron çıkardı, kanat biçti. POİÇ’a Pegasus kanatları yaptı. POİÇ’un çok güzel bir ceketi oldu. Ceketinde kanatları vardı. Bu kanatlar ancak ve ancak onları görmeyi yürekten isteyenler, onlara inananlar tarafından görülebiliyordu. POİÇ gözlerini kapattığında ve herkes gözlerini kapattığında kanatları çıkıyor ve Olimpos dağının üzerinden Truvalara, Ege Denizine baka baka gezip dolaşıp geliyordu.

*kanat biç: haktunç