Notos’un yeni sayısını “Korkuyorum Anne”nin senaristlerinden, çevirmen ve psikanalist Nilüfer Güngörmüş hazırladı. Semih Gümüş, sunuş yazısında Notos’un Genel Yayın Yönetmenliğini Oğuz Tecimen’e devrettiğini duyurdu.

Basın bülteninden:
• Şavkar Altınel: “Gözümde görkemli ve büyülü olan romandı.”
• Mikaël Gómez Guthart ve Ariana Harwicz: Dilin Firarları, Çevirinin Coğrafyaları
• Andrew Hui: Aforizmalara Övgü
• Javier Cercas: Koronavirüs Karşı Raporu
• Zeynep Bengü: Berthe Morisot – Empresyonist Bir Kadının Özgürleşmesi
Notos, her yıl bir sayının kapak konusunu bir yazar editöre teslim ediyor. Notos’un bu yılki konuk editörü yazar, çevirmen ve psikanalist Nilüfer Güngörmüş. Dosya konusunu İçimizdeki Zaman olarak belirleyen Nilüfer Güngörmüş, sunuş yazısında, “Kendilik hissimizin ve yaratıcılığın ana bileşeni olan ‘içsel zaman’ deneyimi üzerine birlikte düşünmeyi amaçladık,” diyor, “Edebiyat, felsefe, psikanaliz, sanat gibi farklı disiplinlerden gelen yazarlar ve sanatçılar olarak zamanla ilişkimizi irdelemeye çalıştık.” Dosyada Nilüfer Güngörmüş, Enis Batur, Kaan H. Ökten, Yavuz Erten, Sema Kaygusuz, Melis Tanık Sivri, Ohannes Şaşkal ve Ercan Kesal’ın yazıları, Sandra Çavdar’ın resimleri, Virginia Elena Patrone, İpek Okyar ve Elif Mercan’ın illüstrasyonları yer alıyor.
Notos’un bu sayısında Memet Fuat Ödülü ve Erdal Öz Edebiyat Ödülü sahibi usta yazar ve şair Şavkar Altınel’in edebiyat geçmişini baştan sona değerlendirdiği bir söyleşi yer alıyor.
Aganta bölümünde günümüz edebiyat dünyasına ve güncel kitaplara dair yazılarıyla Başak Bingöl Yüce, Aslı İdil Kaynar, Alper Güngör, Senem Utku yer alıyor.
Bir Yazarın Seçtikleri bölümünde Nermin Saybaşılı bir akademisyen-yazarın entelektüel yolculuğunu kuran köşe taşları olarak gördüğü kitapları; Ertuğ Uçar ise en çok etkilendiği yazarı nedenleriyle birlikte Notos’a anlatıyor.
Çağatay Yılmaz ve Ülkü Oktay kısa sorulara kısa yanıtlarla kendi yazarlık serüvenlerini ve yayımlanan son kitaplarını anlatıyor.
Notos’un bu sayısında öyküleriyle yer alan yazarlar: Brian Aldiss, İlhan Durusel, Kadir Işık, Semrin Şahin, Dilek Karaaslan, Murat Darılmaz, Eser Kuru, Suna Dirikan, Gülce Maşrabacı, Tuğçe Yaşar, Meral Adalı.
Semih Gümüş’ün “Değişim” başlıklı sunuş yazısı
Notos 15. yılını da doldurdu. Da doldurdu, diyorum, beş, on, sonunda on beşinci yılın içinde olma duygusunu anlatmak kolay değil. Kırk yıllık yayıncılık hayatımda dergi yayıncılığına hep daha büyük bir tutkuyla bağlı olduğum için bu duyguyu sözcüklerle anlatmam gerçekten zor. Oysa ben en çok sözcüklere inandım.
Edebiyatın her şeyden daha güçlü ve her şeyden daha kalıcı oluşunun nedeni, sözcüklerin taşıdığı anlamların hiçbir güç tarafından silinemezliği ve sözcüklerle akla hayale gelmedik dünyaları başka hiçbir şeyin sahip olamayacağı kadar etkili anlatmaya olanak veren tılsımı olmalı.
Notos’u var eden de sözcüklerdir. Kendi sözcükleri.
Pekâlâ farkındayız: piyasaya eklemlenmeye hazır ve yatkın olan dergicilik kültürünün asıl işi sözcükler değil. O yakada anlamdan önce piyasanın istekleri gelir. Piyasaya bağlanmak ona boyun eğmektir aslında. Ortalama değerleri yüksek bir düşüncenin ürünü ve zamanımızın gerçekliği gibi sunan postmodern kültürün gerekleri neyse, ona karşı çıktığını sanırken bile onun istediği sulara girmeye gönül indirmektir. Boğulmaya razı olmak gibi bir akılsızlık bu. Sonunda dışarıdaki neyi isterse o olur.
Bunları Notos’un 15. yılını kendi kendime kutlamak için sayıklamaya başladım. Üstelik yayıncılık ve dergicilik hayatımda, eğer kendi inisiyatifimi dilediğim gibi ve özgürce kullanabiliyorsam, onu her zaman birlikte çalıştığım insanların inisiyatifini güçlendirmek, ademimerkeziyetçiliğe herkesi inandırmak için kullanmaya çalıştım. Geçen 14 yılı Notos’un en üst düzeyde sorumlusu olarak tamamlarken 15. yılla birlikte Notos’un sorumluluğunu devretmemin hem önemli hem gerekli olduğunu düşündüm, bunun Notos için itici bir güç yaratacağına inandım ve Notos’un Genel Yayın Yönetmenliği’ni yayınevimizin ve dergimizin editörü Oğuz Tecimen’e devrettim.
Oğuz iyi bir editör, yazar, çevirmen. Yaptığı işlerin yakın izleyicisi, titiz, en iyisini amaçlıyor. Notos’un bizim için değeri ölçülemez, o bunun sorumluluğunu üstlenecek deneyime de sahip. Öte yandan Notos’taki bu değişimin iyi bir örnek oluşturacağını da düşünüyorum.
Notos hayatımda en çok sevdiğim işim oldu. Dolayısıyla bu görev değişikliğiyle dışarıda kalmıyorum. Künyesinde Genel Yayın Danışmanı olarak yer alıyorum. Demek ki dergi içinde bazı bölümler ve tasarımla ilgili söz hakkımı kendimce sürdüreceğim.
Piyasa kültürünün dergicilik alanında da marifet gibi algılandığı zamanımızda, Notos’un niteliğinden bir gün bile ödün vermeden sürdürmeye çalıştığı bir yayıncılık anlayışı var. Onun on dört yıl içinde edebiyat ve dergicilik dünyamızda ortaya koyduğu bu kimliğinin yayıncılık dünyamız için de önemli olduğunu sanıyorum. Notos nitelikli edebiyat dergileri içinde en yaygın dağıtılıp en çok satılan dergi olma özelliğini korumakla yetinmeyecek, bundan sonra Oğuz Tecimen’in Genel Yayın Yönetmenliği ile bir sıçrama daha yapmayı amaçlayacak. Yüksek bir engeli daha aşmak için gerekli donanımı ve birikimi oluşmuş durumda.