
Buket Arbatlı’nın ilk öykü kitabı “Erkeklere Her Şey Anlatılmaz” 8 Mart Dünya Kadınlar gününde Sel yayınları etiketiyle yayımlandı. On altı öyküden oluşan kitabın merkezinde genellikle kadın karakterler yer alıyor. Bir işte ya da bir ilişkide geç kalmışlık duygusu yaşayan, kendi kendilerine engel koyan, sıkıştıkları zaman aralığının dışına çıkamayan öykü kişileri sanki görünmez bir elin boyunduruğu altında yaşamlarını mecburen sürdürüyorlar.
Arbatlı’nın merkeze aldığı konular birbirinden bağımsız insanlık halleri. İhanet üzerine kurulmaya çalışılan birliktelik, komşuluk ilişkileri, şizofren bir piyanistin tanrı ilgisi, balkona yuva yapan kumruların dokunduğu yaşamlar, bir ölümden geriye kalan anılar, kendi kabuğundan çıkmaya çalışan ama toplumun ele geçirdiği, kutsal döngünün dışına çıkamayan kadınlar, zenne bir temizlikçi ve aile değerleri, gayrimüslimlerin görünmeyen yaşamları, zamanının insanı çürüten yanları ve yıllar sonra ortaya çıkan kayıp bir yazar Arbatlı’nın öykü konularından.
Kitaba adını veren, Erkeklere Her Şey Anlatılmaz adlı öykü; yaşlı bir nine, torunu ve aile içindeki sırlar üzerine kurgulanmış. Ninesi yani Ermenice yayasıyla yaşayan Mina yıllar önce eşinden ayrılmak zorunda kalan biri. Mina, ninesinin ısrarı sonucu Rafi’yle tanışmaya karar verir. Vaktinden önce buluşma yeri olarak belirlenen restoranda oturup beklemeye başlar. İlk buluşmanın heyecanı hem düşüncelerine hem de beden diline yansıyor. Ellerini koyacak yer bulamayacak kadar heyecanlı olması, geçmişte yaşadığı utancın ya da travmanın yarattığı kaygıdan kaynaklandığını öykü ilerledikçe anlıyoruz. Rafi hayatının bir döneminde Fransa’da yaşayan, Fransız karısı tarafından terk edilen, yıllar sonra memleketine dönen biri. Kadının onu farklı sinema oyuncularına benzetmesi, filmlerin arasında, televizyonun karşısında yaşadığı dünyanın dışına çıkamadığının işaretlerini veriyor bize. Mina da diğer öykülerdeki kadın karakterler gibi, belli toplumsal kuralları içselleştirmiş, bir yanıyla duygusal kadınlardan. Erkek karakter sıradan, özgüveni yüksek, baskın bir kişilik. Yazar kısa bir öyküye uzak ve birbirinden farklı yaşamlar sığdırmış. Geride ne eksiği kalmış ne de okuru yoran fazlası. Kadını da erkeği de birbirlerine anlattıkları üzerinden değil de anlatmadıkları üzerinden tanıyoruz daha çok. Aralarındaki sohbete eşlik eden suskunluklar konuşulandan daha çoğunu veriyor okura. Sırlar yumağı bir aile, kabuğunu kırmaya çalışan bir kadın. Torununu herkese karşı koruyan, Azrail’in canını almayı unuttuğu nine. Mina’nın annesiyle ilişkisi de metnin karanlıkta kalmış başka bir yanı, okurda merak uyandırıyor. Geçmişte yaşadığı talihsiz olay, hayatını baştan aşağı değiştiren utanç, öykü boyunca süren gerilimin ana temasını oluşturuyor. Öykü yaşlı bilgenin öğüdüyle bitiyor. “Erkeklere her şey anlatılmaz yavrum. En sevdiğin erkek bile senin hasmın.”
Aile, toplumun belirlediği kurallar sonucu bireyin kendini içine kapadığı bir hapishanedir, Arbatlı öykü kişilerinin gizli yaşamlarına dokunarak, yarattıkları hapishanenin kapılarını açıyor, seçimi onların özgür iradelerine bırakıyor. Tekdüzeliğin korunaklı, rahat, basit yanlarını terk etmek mücadele ve cesaret ister. Öykü kişilerinin iç hesaplaşması, belirsizlik ve korku, yaşam alanlarını daraltıyor. Onları kendi dünyalarına hapsediyor.
Yazarın kısa bir öyküye sığdırdığı birden fazla yaşam sınırlı sayıda kelimeyle anlatılmış, okura kalan, anlatılmayan üzerine düşünmek. Çoğu olay, karakter ya da iç hesaplaşma bir öykünün salt sınırları içinde kalmıyor, okurun zihninde devam ediyor.
Öykü karakterleri geçmişi sırtında ağır bir yük olarak taşıyan, alışkanlıklarının kurbanı, kadınlığın farklı, bin bir türlü halini iç çatışmaların gölgesinde yaşayan kadınlar. Çoğu orta yaşın eşiğinde, şehir hayatının merkezinde kişiler. Yazar öykülerinde gündelik yaşamın önemli anlarını abartıya kaçmadan, karakterlerin özgür yanlarına müdahale etmeden, onları yönlendirmeden sakin bir dille kaleme almış. Her metin sağlam bir hikaye üzerine oturtulmuş, dağılmıyor, yazar anlatmak istediğinden uzaklaşmıyor. Böylece okurun öykü üzerine yoğunlaşmasını kolaylaştırıyor, okura zevkli bir okuma sağlıyor.
Kadir Işık