İskoçyalı-Amerikalı yazar Douglas Stuart, 80’ler Glasgow’unda büyüyen bir çocuğu anlattığı “Shuggie Bain” adlı otobiyografik romanıyla 50 bin poundluk ödülün sahibi oldu.

Douglas Stuart

İskoçyalı-Amerikalı yazar Douglas Stuart, kendi hayatından ilhamla annesi bağımlılıkla mücadele ederken 1980’ler Glasgow’unda yokluk içinde büyüyen bir çocuğun hikayesini anlattığı ilk romanı Shuggie Bain’le 2020 Booker Ödülü’nü kazandı.

44 yaşındaki Stuart, “farklı bir kariyeri olan ve yazmaya sonradan başlayan bir işçi çocuğu” olarak tanımlıyor kendini. Stuart, 1994 yılında “halkını, lehçesini kağıda dökülmüş halde” ilk defa gördüğü için “hayatını değiştirdiğini” söylediği “How Late It Was, How Late” ile 50 bin poundluk ödülü kazanan James Kelman’dan sonra Booker’ı alan ikinci İskoç oldu.

Shuggie Bain, alkolizme batışı en küçük oğlunun cinselliğinin giderek farkına varmasıyla aynı zamana denk gelen alkol bağımlısı annesi Agnes’e bakmaya çalışan Shuggie’nin hikayesini anlatıyor. Roman, Stuart 16 yaşındayken alkolizm nedeniyle hayatını kaybeden annesine adanmış.

İnternet üzerinden düzenlenen ödül töreninde kazandığını öğrenen Stuart gözyaşları içinde “tastamam afalladığını” söyledi ve “bu kitabın her sayfasında o var – o olmasaydı buralara gelemeyeceğim, eserimin buralara gelemeyeceği çok açık” dediği annesine teşekkür etti.

Stuart ayrıca “İskoç halkına, özellikle de empati ve mizah anlayışlarının yanı sıra ve sevgi ve mücadeleleri bu kitabın her kelimesine işlemiş Glasgowlulara” teşekkür etti.

Loch Awe adındaki ikinci romanını daha şimdiden tamamlayan Stuart, arkasındaki rafta duran Booker ödüllü Kelman kitabını işaret etti ve “James 90’ların ortasında ödülü kazandığında İskoçların sesi bölücü ve norm dışı kabul ediliyordu. Ve şimdi Shuggie’yi bütün bunların tam kalbinde görmenin bana neler hissettirdiğini tarif edemiyorum” dedi ve ekledi: “Benim gibi 80’ler Glasgow’unda büyüyen genç çocuklar için bu hayali bile kurulabilecek bir şey değildi.”

Artık tam zamanlı yazar olacağını ifade eden Stuart, kazandığı paranın kocasıyla ödülü kazanamayacağına dair girdikleri iddianın bedelini ödemeye gideceğini söyleyerek espri yaptı. Ardından daha ciddi bir tonla parayı Glasgow’a dönmek için harcayabileceğini söyledi.

Yayıncı ve bu senenin Booker jüri başkanı Margaret Busby eseri “sıkı sıkı kenetlenmiş bir toplumsal dünyanın, o dünyanın insanlarının ve değerlerinin dokunaklı, sürükleyici ve ayrıntı dolu bir portresi” olarak betimledi ve “klasik olmanın kaderinde olduğunu” söyledi.

Shuggie’yi “unutulmaz bir karakter” olarak tanımlayan Busby, “O kadar muhteşem derecede duygu yüklü, ayrıntı dolu bir kitap ki unutması çok zor. Yakınlık kuruyor, kafa tutuyor, şefkat gösteriyor” dedi.

Yazarlar Lee Child, Sameer Rahim, Lemn Sissasy ve Emily Wilson’la birlikte jüri koltuğuna oturan Margaret Busby “Bu kitap zor zamanlardan geçen karakterler üzerinden meşakkatli bir konuyu ele alıyor” yorumunda bulundu. “Herkesin sonsuza dek mutlu yaşadığı bir hikaye değil … ama insana başka türden bir umut aşılayan bir kitap … kitabı okuyan hiç kimse bir daha eskisi gibi olmayacak” dedi.

Douglas Stuart’ın ödüllü kitabı Shuggie Bain, Amerika’da Grove Atlantic, İngiltere’de ise Picador yayınevlerinden kabul almadan önce, 30 farklı editör tarafından reddedilmiş. Doğma büyüme Glasgowlu olan Stuart, Londra’daki Royal College of Art’tan mezun olduktan sonra moda tasarımı işi yapmak üzere 24 yaşındayken New York’a taşınmış.

Stuart, Amerika’dayken Glasgow hakkında yazmanın “bir şeyleri berraklaştırdığını ama aynı zamanda şehre yeniden aşık olmasını sağladığını” söyleyerek Glasgow’u “hükmen gönülsüz iyimserler şehri” olarak tanımladı.

Stuart, “Başka türlü nasıl hayatta kalabilirdik ki?” diye sordu ve ekledi: “Paranın sunduğu rahatlığa sahip değilseniz hayat mücadelesini cephe hattından sürdürmeniz gerekir ve bazen kötü bir duruma sevgi, espri anlayışı ve iyimserlikten başka katacak bir şeyiniz yoktur.”

İnternet üzerinden düzenlenen ödül töreni, BBC’de yayımlandı. Fotoğrafta kısa listede yer alan yazarlar ödül töreni sırasında görülüyor.

Stuart bu yıl 162 roman arasından belirlenen Booker Ödülü kısa listesine kalan altı romancı arasından ilk romanını çıkaran dört isimden biriydi. Stuart’ın geride bıraktığı Amerikalı yazarlar Diane Cook, Avni Doshi ve Brandon Taylor’ın yanı sıra Zimbabveli Tsitsi Dangarembga ve Etiyopyalı-Amerikalı Maaza Mengiste, Booker tarihinin en zengin kültürel çeşitliliğe sahip finalistlerini oluşturdular.

Geçen senenin jürisinin kuralları hiçe sayıp iki kazanan -Margaret Atwood ve Bernardine Evaristo- belirlemesinin ardından bu seneki jüri toplantısı Booker edebiyat direktörü Gaby Wood’un ifadesiyle “oybirliğiyle ve hızlıca” sonuçlandı. Wood, jürinin yine iki eser arasında kalması halinde çoğunluk oyunun geçerli sayılmasını öngören “kılavuzlar”ın yürürlüğe konduğunu belirtti.

Son toplantının yaklaşık bir saat sürdüğünü açıklayan Busby ise “Yaygara kopmadı, orası kesin” dedi. “Fakat işe 162 kitapla başlayıp biriyle bitirmek zorunda olduğunuzda karar vermek kolay değil. Kısa listede harika yazarlar var ama son kertede hepimiz Shuggie Bain’de karar kıldık. Kuralları çiğneyip Hadi bu sene altı kazanan olsun demeyi de düşündüm ama…”

Olağan koşullarda Londra’daki Guildhall’da resmî bir akşam yemeğiyle duyurulan kazanan, bu sene kuzey Londra’daki Chalk Farm’da bulunan Roundhouse’tan gerçekleştirilen ve kısa listedeki yazarların dünyanın farklı noktalarındaki evlerinden katıldıkları bir BBC yayınıyla açıklandı.

Ödül töreninin iki gün öne çekilmesinin sebebinin geçen hafta törene katılacağı açıklanan ABD eski başkanı Barack Obama’nın hatıratı A Promised Land’in piyasaya çıkışıyla çakışmasını engellemek olduğu düşünülüyor. Barack Obama, kendisine “başkanlığın günlük zorluklarından soluklanma fırsatı” veren, geçmişte Booker ödülüne aday gösterilen yazarlar Marilynne Robinson, Colson Whitehead ve Bernardine Evaristo’dan bahsettiği ve önceden kaydedilmiş mesajında Stuart’a “tebriklerini ve duyduğu hayranlığı” iletti.

2014 yılında eserlerini İngilizce kaleme alan tüm yazarların adaylığının önü açıldığında Booker Ödülü eleştirilerin hedefi olmuş, İngiliz edebiyat camiası bu kural değişikliğinin Amerikalıların ödüle damga vurmasına neden olacağından endişelenmişti[1]. Bu sene, Zimbabve’li yazar Dangarembga haricinde, kısa listeye kalan yazarların hepsi ya Amerikan vatandaşıydı ya da Amerika’dan çifte vatandaşlıkları vardı.

Kaynak: The Guardian, 19 Kasım 2020

Çeviren: Çağla Taşkın


[1] Parşömen’in notu: Ödül, 1969’dan 2014’e kadar İngiliz Milletler Topluluğu veya İrlanda Cumhuriyeti vatandaşı olan yazarların, İngilizce olarak kaleme aldıkları eserlere veriliyordu. 2014’te yapılan bir kural değişikliği ile İngilizce yazılmış tüm romanlara ödül yolu açılmış oldu.