
1. Çocukluktan itibaren çok kitap okuyun. Okumaya başka işlere ayırdığınızdan daha fazla vakit ayırın.
2. Yetişkin olduğunuzda, yazdıklarınızı bir yabancının gözüyle okuyun. Daha iyisi, düşmanınızın okuyacağı gibi okuyun yazdıklarınızı.
3. “İşinizi” romantize etmeyin. İyi cümleler kurabiliyorsunuzdur ya da kuramıyorsunuzdur. “Yazar yaşam tarzı” diye bir şey yok. Bütün mesele kağıt üzerine ne yazdığınızda.
4. Zayıflığınızı savuşturun. Ama bunu yaparken, beceremediğiniz şeylerin değersiz olduğunu düşünmeyin. Kendinizle ilgili şüpheciliğinizi kibirle maskelemeyin.
5. Yazma zamanı ile düzeltme zamanı arasında makul bir zaman aralığı bırakın.
6. Kliklerden, çetelerden, gruplardan uzak durun. Bir kalabalığın içinde olmanız, yazdıklarınızı olduğundan daha iyi hale getirmeyecektir.
7. İnternet bağlantısı olmayan bir bilgisayarda çalışın.
8. Yazdığınız zamanı ve mekânı savunun. Herkesi uzak tutun, sizin için çok önemli olan insanları bile.
9. İtibarınızı başarı sanmayın.
10. Elinize geçen her fırsatta doğruyu söyleyin. Hiç tatmin olamamaktan kaynaklanan bir üzüntüye hazırlıklı olun.
Kaynak: writerswrite
Çeviren: Ozan Çororo
Yazmanın kuralı yazamamaktır. Yatamamaktır. Elin kolun uzuvların bir yerlere takılır. Aklın çevrendeki nesnelere takılır. Dünya dönüyordur ve sende durup çevirmek istersin kendine. Sen yaşamsal akarken her şeye sana sanal olarak akar. Maddeyi, taşı alıp boşluğunu geçemezsin ama sen o taşa dolarsın. Bazen günler aylar yıllar. Dolarsın. İlk atan mağara duvarlarına taş kaya kil tabletlere ve papirüs ve parşömene dolar ve aklını defter kitap taşır. Sonra o akıl alet edevat ve araç olur sana sen taşınırsın yazıp dolduğun şeyle ve nice neslini okurlukla hayal ettiğin yerleri gezdirirsin. bizim yazıp çizdiklerimiz bilgisayarlarımızda ama evren bizim kafamızın içinde. Bir dünya ile kafamızı taşırız ama kafamız evreni taşır. Kazmayla kazar, yazar kürekle atar, okuruz bir nevi. Evreni durmadan dünyada aktarız dururuz. Beş duyumuz var beş duyunun körlüğü ise düşünmektir. İnsan düşününce muhakkak eylemine geçer. Hayal edip düşündüğü fikrin düşünsel eylemine geçer. Bireysel olarak okuyup yazmaktır. Öğrenmektir eyleme geçmeyi ve sonrası kendini inşa ederken çevrendeki maddeye biçim verirsin. Herkes yazıp okuyabilseydi hemen ne yazıp okurdu ki? Yazamayan insan yazar okuyamayan insan okur. Bilinmeyen evrende bilinen dünyayı okur bilinmeyen evreni yazar. Düşünen insan.