
Onları verandalarda görürüsün ya da çimlerin üstünde
göl kenarında dururlar,
genelde ikili konurlar ve çiftleri hatırlatırlar
orada oturması muhtemel olan
suya bakarak ya da gölge veren ağaçlara.
Sorun şu ki sen hiç kimseyi görmezsin
bu sahipsiz sandalyelerde oturan
oysa zamanında iyi bir yer gibi görünmüş olmalılar
bir süre durmak ve hiçbir şey yapmamak için.
Bazen küçük bir masa olur
sandalyelerin arasında hiç kimsenin
bardağını koymadığı ya da kitabını ters bırakmadığı.
Beni hiç alakadar etmez belki,
ama belki iyi bir fikir de olabilir bir gün
bu boş sandalyeleri koyan kişiler için
verandada ya da iskelede oturmak üzere
hatırlamak adına
hak ettiğini düşündükleri her ne varsa
iki sandalyeden seyredilmeyi
yan yana aralarında bir masayla.
O gün bulutlar büyük ve yüksektedir.
Kadın kitabından kafasını kaldırır.
Adam içkisinden bir yudum alır.
Sonra bakışlarının sesinden başka hiçbir şey olmaz,
sadece göl suyunun kıyıya vuruşu ve ötüşü bir kuşun
sonra bir tane daha, neşe ya da ikaz çığlıkları—
hangisi olduğunu merak etmekle geçer zaman.
Billy Collins
Çeviren: Mesut Barış Övün