Mehmet Özceylan

sosyal mesafeli şiirlerimden gibisini,
çok bulutlu maviyi, nasırdan ellerimi,
ve yalın ayak olmayı götürecektim:
dünden kalmış ıslığımı, kısık ateş öfkemi,
pazarların ertesini karıştıran çürük sebzelerle teyzeleri,
götürecektim turuncu saksılarda nasıl yeşerdiğimi.

sokakta birkaç duvar yazısı kendine isyandı,
gördüm:
sirenler, türküler ve sloganlarla…
sanıyorum:
köşeyi dönünce yapacaklarından,
bir daha dünyaya gelse şairler olacağından,
suya yazdığını yağmurda bulduğundan…
anladım:
tekrar acıkmaya başlayacağından küfrediyor allaha.

bu ikindi çaya davetliydim kahvenin birine,
sosyal mesafesi batsın şiirlerimden hepsini:
sesini bulutlara asan erdal abiden içtiğim oraletleri,
benim kedim ve çiçeklerim de aşılansın diyen kedicikleri,
iki tripot bir kamerayla yıkılacaklar diyenleri,
götürecektim duvar dibinde iki mendil satsa sevinecekleri.

sokakta elini ve duvarları yükselten biri vardı,
duydum:
sirenler, türküler ve sloganlarla…
okudum:
cinayet haberlerinde faili çokları,
toprakta yazmıyordu, kitapta yoktu,
ölü dillerinden biliyorum bunları…
anladım:
allahın tekrar doğacağından küfrediyor açlığa.

bu ikindi çaya davetliydim kahvenin birine,
şairler diyecektim en kusurlu yaratıklar! papaz kaçsa da,
ben yine halklar diyecektim okeye çiftten:
baskın yedik mi kupa kıza peçe, valeye maske kahvenin birinde,
görmedim, duymadım, aldım verdim, ben seni yendim diye,
uzatmayacağım:

sahi,
çok milyar dolarlar nerede?

Mehmet Özceylan