Nitelikli yayıncılık yapma uğraşında olan yayınevlerini daha yakından tanımak için başlattığımız dizimizde konuğumuz, Vacilando Kitap Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Okumuş.

Vacilando Kitapne zaman, kimler tarafından kuruldu?
Fikir olarak çok önceleri tohumu atıldı. Vacilando uzun süredir aklımda olan, yakın çevreme bahsettiğim ama sürekli ötelediğim bir hayaldi. Ortada hiçbir şey yokken kendimce listeler yapıp, yayın programı üzerinde çalışıyordum. Pandemi esnasında artık bu hayali somutlaştırmanın iyi olacağını düşündüm. Sonrasında resmiyet kazanabilmek için gereken prosedürleri Kasım 2020’de tamamladık ve zaten baskıya hazır olan ilk kitaplarımızı hemen bir ay sonra okura sunduk.
Hulki Aktunç’un “yeni” yazarlara sorduğu gibi soralım: Yayıncılık dünyasında nasıl bir eksiklik gördünüz ki Vacilando Kitap’ı kurmaya karar verdiniz? Bununla bağlantılı olarak, yayınevi politikanızı nasıl tanımlarsınız?
Vacilando İspanyolca bir kelime. Dilimizde birebir karşılığı olmasa da varacağı yerden çok, yolda olmaktan keyif alan kişiler için kullanılan bir sıfat diyebiliriz. Biz bu keyifle yola çıktık. Yayıncılık dünyasında ağırlıklı olarak pay sahibi olan büyük sermayeli yayınevlerinin karşısında yol almak kolay olmasa da varacağımız yerden çok yolda olmaktan keyif aldığımız için Vacilando Kitap’ı kurduk. Yayıncılıkta eksikler var ve biz bu eksikleri kapatacağız, gibi bir iddiamız olmadı. Gördüğümüz eksiklikler ya da aşırılıklar var elbette.
Kimseye, hiçbir kuruma ya da bazı kitlelerce önem atfedilen kişilere bağlı kalmadan bir yayın programı oluşturmak, satacak kitap kaygısı gütmeden içimizden gelenin, inandığımızın arkasında durmak, sesini duyurmak için çalmadık kapı bırakmayan ama bir türlü o kapıların açıldığını göremeyen yeni yazarlara şans vermekti amacımız. Şu ana kadar istediğimiz şekilde ilerliyoruz.
İlk kitabımız Osman Cemal Kaygılı’nın gazetede tefrika edilmiş romanı Kovuk Palas’ın Esrarı idi. Çok yoğun arşiv taraması ile bu romanı kitaplaştırdık. Keza sonrasında da Yedi Meşaleciler’in tek yazarı ve cumhuriyet döneminin gotik türde ilk örneklerini veren Kenan Hulusi Koray’ın öykülerinden derlediğimiz Bir Garip Adam’ı okurlara sunduk. Bu kitabın hazırlanma süreci çok yoğun geçti. Çünkü Kenan Hulusi Koray dil devrimi öncesinde de Muhit dergisinde yazmıştı ve mesela kitaba aldığımız bazı öyküler belirli aralıklarla üç farklı yerde yayımlanmıştı. Bunlardan biri de dil devrimi öncesindeydi. Hal böyle olunca okura en ideal metni sunabilmek için tüm yayınları karşılaştırmalı olarak çalışmak durumunda kaldık. Uzun ve yorucu bir süreç olsa da fazlasıyla tatminkâr bir sonuca ulaştığımızı düşünüyoruz. Sonrasında iki yeni yazardan biri öykü biri roman türünde iki kitapla çağdaş seslere de kapımızı açtık ki en öncelikli amaçlarımızdan biri buydu. Çünkü ilk kitapların büyük zorluklarla yayımlandığını, çoğu yazarın ilk kitap yayımlatma sürecinde bir hayli sıkıntı çektiğini ve hatta bazılarının pes ettiğini biliyorduk. Ardından da çeviri kitapları yayınevi külliyatımıza eklemeye başladık.
Ancak belki de en öncelikli amacımız yazarlarımızın, çevirmenlerimizin, editör, redaktör ve kapak tasarımcılarımızın mutluluğu. Her kitabımız aslında kolektif bir memnuniyetin sonucu olarak okurun eline ulaşıyor.
Piyasa koşullarının çetin olduğunu biliyoruz. Karşılaştığınız başlıca zorluklar neler? Bunlarla nasıl mücadele ediyorsunuz?
Piyasada bizi çok yönden etkileyen bileşenler olduğunu söyleyebiliriz. Okur için genellikle görünmeyen kısım, aslında kitabın onların ellerine ulaşmasındaki en sıkıntılı kısım. Matbaa, dağıtım, tasarım, reklam… Uzayıp giden bileşenler. Öncelikle ülkedeki hemen her sektörde olduğu gibi matbaa sektöründe de dövize endeksli kâğıt fiyatları çok daha rahat davranmamızı engelliyor elbette. Sürekli artan bir maliyet bu. Ancak yine de yavaş yavaş da olsa istediğimizi yapmaktan vazgeçmiyoruz. Dağıtım aşaması birçok yayınevi için en büyük sıkıntı aslında ama biz bu konuda çok kısa sürede büyük bir aşama kat ettiğimizi düşünüyoruz. İki büyük dağıtımcı ile çalışıyoruz. Kitaplarımız tüm çevrimiçi satış platformlarında ve büyük zincir kitap mağazalarında bulunabiliyor. Dağıtım boyutunda şanslı olduğumuzu söylemek yanlış olmasa da görünür olma sıkıntısı elbette var. Reklam için büyük bütçeler ayıran, tüm rafları kaplayan yayınevlerinin arasında okurun bizi görebilmesi zor oluyor. Bunu da zamanla okurlarla birlikte kıracağımıza inanıyoruz. Bu yüzden okurlarımıza “Yolculuğa hazır mısın?” diye soruyoruz.
Kişisel olarak en büyük arzum, okurların desteğiyle yeni yazarlara çok daha fazla şans verebilmek için elimizdeki kaynakların artması. Çünkü her ne kadar çok inandığımız ve yayımlamak istediğimiz dosyalar olsa da piyasa koşullarına bakıp bazılarını maalesef geride bırakmak zorunda kalıyoruz.
Yayınevinize dosya göndermek isteyen yazarların bilmesi gerekenler nelerdir?
2021 sonbaharında dosya kabulüne başlayacağız. Yayınevimizin internet sitesinde dosya başvurusu ile ilgili koşullar mevcut olsa da yazar adaylarının öncelikle yayımladığımız kitaplar hakkında bilgi sahibi olmasına ve gönderecekleri dosyaların yayın çizgimizle örtüşüp örtüşmediğine bakmaları uygun olacaktır. Roman, öykü, şiir, deneme, çocuk edebiyatı alanlarında dosyaları ekibimiz, başvuru açıldıktan sonra inceleyecek ve dosya sahiplerine olumlu ya da olumsuz dönüş yapacaklar. Dosyalarla birlikte yazar adaylarımızın bize kendilerinden kısaca bahsetmeleri, dosyalarının tamamlanmış olduğundan emin olmaları, yazım kurallarına fazlaca dikkat etmelerini istiyoruz.
Önümüzdeki dönemde yayımlamayı düşündüğünüz kitaplar hakkında bilgi verir misiniz?
Şu an dört çeviri kitap üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki aylarda sırasıyla okurla buluşacaklar. Bunun yanı sıra telifini almak istediğimiz, hedefe koyduğumuz bazı kitaplar var. Onlar için de büyük gayret içindeyiz. Şu an net olmasa da görüşme halinde olduğumuz ve çok da başarılı olacağına inandığımız birkaç yeni yazarın dosyasını da yıl bitmeden yayımlamak istiyoruz.