Hulki Aktunç’un öykü kitapları Yapı Kredi Yayınları tarafından ayrı ayrı yayımlanıyor. Her birinin kapağında Hulki Aktunç resimlerinin yer aldığı beş öykü kitabı yeni bir editörlükle okuruna ulaşıyor.

Tanıtım bülteninden:

Hulki Aktunç’un öykü kitapları Yapı Kredi Yayınları tarafından ayrı ayrı yayımlanıyor. Her birinin kapağında Hulki Aktunç resimlerinin yer aldığı beş öykü kitabı yeni bir editörlükle okuruna ulaşıyor.

Modern öykücülüğümüzün ustalarından Hulki Aktunç’un geçen ay çıkan dördüncü öykü kitabı “Bir Yer Göstericinin Hayatı”ndan sonra bu ay da beşinci öykü kitabı “Güz Her Şeyi Bilir”.

Her yazı, önce iyi bir okuma olmak zorundadır, her okuma da iyi bir yazı diye başlayan “Güz Her Şeyi Bilir” çağdaş öykünün yapısını sarsan, dil-biçim araştırmalarında uç noktaları yoklayan bir kitap. Güven Turan’a göre, “Güz Her Şeyi Bilir”le Aktunç, “öyküyü meddah-halk hikâyesi-öykü çizgisinde kesiştirmiş” ve “girişi, gelişmesi olan, bir kişinin üzerine kurulmuş olan bir yapıdan, çok kişili ama kişiler arasında ayrımın olmadığı bir yapıya” ulaşmıştır.

“Yeni bir güzden söz etmek ne saçma.
Güz hep eskidir.
İnsan iple çeker ilkyazı; kendisini fırlatır atar ilkyaza doğru…
Ah, evvelbahar.
Oysa güz, o piç sonbahar, pis güz, bir gün sessizce içine alıveriyordur seni. Oldubittileri sevmezmişsin, kimin umurunda.”

Kitaptan tadımlık bir bölüm okumak için tıklayın.

Hulki Aktunç

Hulki Aktunç (İstanbul, 27 Ocak 1949 – 29 Haziran 2011) Askeri okullardaki ortaöğreniminin ardından bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam etti. Reklam sektöründe çalıştı. Yazı yaşamı 1968’de “Yeni Ufuklar” der­gisinde başladı. Öykü, şiir ve yazıları 1970’li yıllarda “Soyut”, “Yeni Edebiyat”, “Yeni Dergi”, “Papirüs” gibi dergilerde ve yönetimine katıldığı “Türkiye Defteri”nde çıktı. Kendisine özgü diller yarattığı öykü ve romanlarında bir yandan anlatı gele­neklerini günümüze doğru geliştirirken bir yandan da öncü anlatım deneme­lerine girişti. 1976’dan sonra şiire ağırlık verdi. Kendiliğinden-şiirsel-bakış’ın araştırılması ve saptanmasının peşine düştü; şiirimizin henüz tükenmemiş olanaklarını sınaya sınaya gelişen yeni bir şiirsel blok yaratmaya yöneldi. Şiirle­rinden bir seçme Theo Dorgan, Tony Curtis ve Orhan Koçak tarafından “Twelfth Song” adıyla 1998’de İngilizceye çevrildi. Denemelerini topladığı “Erotologya?”da yaşadığımız coğrafyanın erotizmini yansıtıp çözümlemeye çalıştı. Yirmi yılı aşan bir emeğin ürünü olan Büyük Argo Sözlüğü yurtdışı Türkoloji çevrelerinde de geniş bir ilgi gördü. Şiir, öykü, roman, sözlük, deneme alanındaki öncü ve yenilikçi çalışmalarının yanı sıra resimle de uğraştı, sergiler açtı. İki öykü­sünün filmi çekildi: “Aşka Kimse Yok” (yön. Osman Sınav), “Bir Yer Göstericinin Hayatı” (yön. Tülay Eratalar).

“Gidenler Dönmeyenler” ile Türk Dil Kurumu Öykü, “Bir Çağ Yangını” ile Abdi İpekçi Roman, “Bir Yer Göstericinin Hayatı” ile Yunus Nadi Öykü ödüllerini aldı. “İnsan Aşklarının Külüdür” ile Halil Kocagöz, “Istıraplar Ansiklopedisi” ile Cemal Süreya, “Sönmemiş Dizeler” ile Behçet Necatigil ve Metin Altıok şiir ödüllerini aldı.