Edebiyat ortamımız, ülkemizin hali pür melalinden farklı değil. Yani, kaos hakim. Çok fazla kitap yayımlanıyor, eleştiri yok denecek kadar az vesaire. Bunlar hepimizin bildiği şeyler. Ve fakat ne şekilde, nasıl olursa olsun ilk kitabın heyecanı da ayrı. Kağıt oyunu oynayanlar bilir, ilk elin günahı olmaz. İlk kitaplar da, tıpkı sonrakiler gibi, kusurlarıyla güzeldir. Kendimize ait, bize kendi yolumuzu açacak güzel yanlışlarımız olmazsa ne anlamı var yazmanın?

Bu ve benzeri düşüncelerden hareketle ilk kitaplarını çıkarmış yazarlarla söyleşi yapma fikri gelişti. İlk kitabını çıkarmış her yazara sorulabilecek ortak sorular belirlemeye çalıştık. Samimiyetle sorulan sorulara verilecek sahici cevaplar, belki, ortak dertlerimizi anlamaya, birlikte düşünmeye vesile olur. Hiçbir şey olmasa bile, bir yazar dostumuzun ilk göz ağrısının heyecanını paylaşmış oluruz.

Furkan Pişgin

Kitapsız bir hevesli olmaktan kitaplı bir yazar olmaya giden süreç nasıl gelişti?

Sanırım defter tutmak, not almakla başladı bu süreç. Defter tutmayı herhangi bir konu hakkında ya da sevdiğim kitap film vs. not almayı severim. Okurluğum da giderek öykü rotasında ilerleyip dallanıp budaklanmaya başlayınca o küçük notlar büyümeye başladı. Daha sonra öyküler ortaya çıktı.

Yazma uğraşınızı neden başka bir türde değil de öyküde yoğunlaştırdınız?

Öykünün daha özgür bir alan bırakmasıyla alakalı sanırım bu durum. Ya da okuruna da yazarına da kısa ama tempolu, keyif veren bir yürüyüş sunması nedeniyle.

Yayınevini nasıl belirlediniz? İlk kitabınızın yayımlanma sürecinde neler çektiniz?

Yayınevi belirlemedim. Yayımlanmasının da bir hikâyesi oldu. Editörüm Ali Oktay Özbayrak, Konya’da sessiz sakin, okuyup yazmak için yaşadığım dönemde buldu beni. 2018 olmalı. Dosyam olup olmadığını sordu. Dosyam vardı ama dosyanın da ötesinde bir dostluğumuz oluştu. Bu süre zarfında sürekli yazıyor siliyordum, ama bir yandan da dosyamı yayımlatmak istemiyordum. Hazır olduğunu düşünmüyordum. Ayrıca iki farklı dosyamla Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödüllerine başvurmuştum. Bir tür gelen tepkiyi merak etmiştim. İki dosya da elemeyi geçmişti, nefesi o kadar yetmişti. Babam Bir Ormanmış üçüncü dosyam oldu. Hazır olduğundan ve aklımdaki tematik kurguyu tamamladığımı düşündüğümde de bu dosyayı gönderip editörüme tamam işaretini verdim. Uzun ama keyifli bir yolculuk sonunda ortaya çıktı ve yayımlandı.

Kitabı yayıma hazırlama sürecinde size yol gösteren, yardımcı olan bir editörünüz oldu mu?

Evet, editörümden razıyım.

İlk kitabınızla hayatınızda neler değişti? Neler ummuştunuz ne buldunuz?

Pek bir şeyler umarak ya da beklentiye girerek çabalamadım hiçbir zaman. Öyle bir düşüncem olsa 3 sene önce yayımlanmış olurdu kitap. İçime sinen, benim de bir hikâyem var demek istiyordum sadece. Ya da son 6-7 yıldır içimde biriken parçaları bir bütün halinde görmek. Tabii okunmak gibi bir kaygım olmadığını söylersem yalan söylemiş olurum. Tabii ki okunmak, fark edilmek ister insan.

Telif aldınız mı?

Sözleşmedeki belirlenen tarihte alacağım.

Dergiler için edebiyatın mutfağı denir. Siz salona, misafirlerin karşısına çıkmadan önce mutfakta ne kadar zaman geçirdiniz?

İlk öyküm 2015 yılında yayımlandı. 2015 yılından bu yana ağırlıklı olarak deneme ve öykülerle birçok dergide yer aldım.

Kitabınız yayımlandıktan sonra yakın çevrenizin, okuma-yazma uğraşınıza ilişkin tavırlarında değişiklik oldu mu? Yazıyla ilişkinizde ciddi olduğunuza ikna oldular mı? Kitap size bu anlamda bir özgürlük alanı kazandırdı mı?

Şu ana kadar yaptığım ya da kalkıştığım hiçbir işte ya da herhangi bir kararda çevremdekilerin gözlerinde bir onay bakışı aramadım. Ama ister istemez bakış ve davranış da değişiyor. Birkaç önemli işlerde adım görününce ödül vs. alınca zaten bakış değişmişti çevremde. Kitap biraz da bu sürecin tamamlayıcısı oldu.

Peki, bundan sonra?

Zor soru. Ben dağınık ama kendi içinde düzenli ve disiplinli çalışan bir insanım. Bir deneme dosyam var onu genişletmek biraz daha üzerinde mesai harcamak istiyorum. İki senedir üzerinde çalıştığım ve biraz da araştırma isteyen bir roman dosyası var. Türk edebiyatından hayran olduğum ve üzerine pek de doyurucu metinler yazılmayan bir yazar hakkında kitap düşünüyorum, notlarım epey kabarmaya başladı o konuda. Tabii öykü hep var. Bundan sonrası nasıl gelişecek bilemem ama ben merak böcekliğimi sürdürüp, çalışıp bir şeyler, işe yarar bir şeyler üretme kısmında dolanıp duracağım gibi görünüyor.