İntihal, başkasının yaptığı işi kişinin kendisi yapmış gibi diğerlerine aktarma davranışı, sanat eserlerinin ve yazının başlangıcından beri vardır. Ortada bir sanat ve sanatçı oldukça ismini o ürüne haksızca verenler de olmuştur.
İntihal davranışı uzun zamandır var olmasına rağmen bu kavram (plagiarism) nispeten yenidir. Tarihi milattan sonra birinci yüzyıla dayanan kelimenin etimolojisi oldukça ilginçtir ve Romalı bir şair ve onun edebi dayağının konusu olan “kaçırmaları” içerir.

İlk intihal yapan kişinin (plagiarist) kim olduğu bilinmiyor ama bu ilk vaka rezillikle anılıyor ve zamanının en iyi şairlerinden olan Martialis’in saygınlığının ve isminin pekişmesine katkı sağlamıştır.
İlk İntihalciler
Romalı şair Martialis, MS 40 ile 102 veya 104 yılları arasında yaşamıştır. Bir yıldız olmasa da, daha önceki çalışmalarının çoğunu umursamadığını söyleyerek MS 80 civarında başarısının tadını çıkarmaya başlamış ve bu durum hayatının geri kalanında da devam etmiştir.
O dönemki diğer şairler gibi Martialis de eserlerinin çoğunun başkaları tarafından kopyalandığını ve atıf verilmeden kullanıldığını fark etti. Şairlerin orijinal eserler üretmek yerine eskileri okuyup aktarmaları beklendiğinden, bu durum o dönemde çok yaygındı.
Fakat Martialis, eserlerinin çalınmasından memnun değildi. Telif hakları kanunu veya başvurulacak yasal merciler olmayınca kendine en uygun aracı kullandı: Sözcükleri. İntihal yaptığı iddia edilen Fidentinus dahil bütün taklitçileri hedef alan dizeler yazdı:
“Şöhret senindir Fidentinus, kitaplarımı millete kendi kitabınmış gibi okumandır.
Şiirlerin bana ait olduğunu ilan etmek istersen sana onları bedavaya gönderirim.
Şiirlerin sana ait olduğunun söylenmesini istersen bir tane satın al ki artık benim olmasınlar.”
Bununla birlikte, bu şiirlerden birinde Latince bir kelime olan “plagiarus”u isimsiz bir edebiyat hırsızını nitelemek için kullanmıştır. Bu kelime önceden insan kaçırmak, özellikle birinin kölesini kaçırmak veya özgür bir insanı kaçırıp köle yapmak anlamına geliyordu.
Özetle Martialis, şiirlerini çalan kişinin, kölesini kaçırmaya benzer bir davranışta bulunduğunu söylüyordu. Martialis’in kendi eserlerinin özgünlüğünden ziyade onlara ödenecek ücretle ilgilendiğini (ki bu intihalcilerin yapmadığı bir şeydi) göz önünde bulundurduğumuzda, Martialis’in yukarıda alıntılanan dizeleri daha bir anlam kazanıyor. Fakat muhtemelen doğaçlama bir hakaret ve karşılaştırma olsa da bu ifade o dönemde kaldı ve İngilizce’ye girmesi yaklaşık 15 yüzyıl sürdü.
İngilizceye Çevrilmesi
İntihal (plagiarism) kelimesinin İngilizceye tam olarak ne zaman girdiğine dair birçok tartışma olsa da genelde 15. yüzyılın sonu ile 17. yüzyılın başlarına işaret edilmektedir. Önde gelen teorilerden birine göre 1601 yılında Ben Jonson, plagiary (eser hırsızlığı) kelimesini bir taklitçiyi nitelemek için kullanmıştır. Kelimenin bir sözlüğe girmesi ise 1755 yılında olmuştur. Bu ilginçtir çünkü dünyanın yazar odaklı ilk telif hakkı yasası olan Statute of Anne (Kraliçe Anne Kanunu), yani modern telif yasası, bu sözlüğe alınma tarihini 40 yıl kadar geriye çekmektedir (1709). Ancak intihal kelimesinin öneminin artması yaratıcı eserlerin özgünlüğüne önem veren Aydınlanma Çağı’ndan kaynaklanmaktadır.
Uzun Lafın Kısası
Peki ilk intihal vakası bize bugün intihal hakkında ne söylemektedir? Açıkçası çok fazla bir şey değil.
İntihalin ne olduğu veya olmadığının değeri o zamanlar farklıydı ve çarpıtılmıştı. Martialis bile bir bedel karşılığında edebiyat sahtekarlığında bir komplocu olmaya istekli görünüyordu.
Neredeyse diğer tüm sözcüklerde olduğu gibi, intihal kelimesinin anlamında da değişimler yaşanmıştır. Artık bu tanım modası geçmiş olarak kabul edildiğinden “kaçırma” anlamına gelmiyor. Yine de intihal kelimesinin nereden türediğine bakmak ve her şeyin nasıl başladığını görmek ilginç.
Jonathan Bailey
Kaynak: Plagiarism Today (4 Ekim 2011)
Çeviren: Rukiye Yıldız