Varlık Dergisi’nin 15 Mart 1957 tarihli 450. sayısının son sayfasında yer alan “OKUYUCULARIMIZLA BAŞBAŞA” başlıklı bölümde okuyuculardan gelen sorular, yorumlar, eleştiriler ve derginin bunlara cevapları var.

Mehmet Vehbi GÜRSES sormuş: “Şahsi kütüphaneniz yok olursa ilk satın alacağınız on kitap hangileri olacak? diye bir anket açacağınızı söylemiştiniz, bir hayli önce. Mayk Hammerlerle yalnız çıplak kadın vücudu teşhir ederek genç dimağları zehirleyen roman ve dergilerin piyasayı doldurduğu şu günlerde böyle bir soruşturmayı faydalı bulmuyor musunuz?”

Cevapta imza yok ama muhtemelen Yaşar Nabi Nayır da şöyle cevap vermiş: “O anket sorusunu yazar arkadaşlarımızdan bir kısmına dağıtmıştık. Tek birinden bile cevap alamadık. O zaman bu soruya cevap vermenin güçlüğünü düşünerek vazgeçmek zorunda kaldık.”

Sorunun güçlüğü ortada ama 64 yıl sonra Parşömen olarak biz tekrar sormak istiyoruz: “Şahsi kütüphaneniz yok olsa ilk satın alacağınız on kitap hangileri olurdu?”

Giray Kemer

1. Mehmet Günsür – İçeriye Bakan Kim: Her vesile söylüyorum, belki biraz fazla sık söylüyorum hatta. Bence Türkçe yazılmış en iyi metin. Kişisel tarihimin mihenk taşı.

2. Richard Brautigan – Kürtaj / Tarihi Bir Aşk Romanı, 1966: Böyle bir edebiyat türü olduğunu, böyle de yazılabildiğini, edebiyatın ve romantizmin o kadar da rafine olmadığını öğrendiğim muazzam metin. Beat edebiyatın başyapıtı bence.

3. Alessandro Baricco – Okyanus Deniz ve/veya Öfke Şatoları: Şimdi ayıramadım. Hangisini daha çok sevdiğim her gün değişiyor. Gerçi tüm Baricco külliyatı için bunu söyleyebilirim. Yaratıcılık denen şeyin ne demek olduğunu anlatan yazar. Dev hayranıyım.

4. Sebastian Haffne – Bir Alman’ın Hikâyesi / Hatırladıklarım (1914-1933): Aaa aynısı diye diye sinirimizi boza boza kendini okutan bir başka başyapıt. 2.Dünya Savaşı, Nazi vs. meraklıları için muazzam, gerçi olmayanlar için de muazzam. Tüm o boktanlığı çocukluk saflığıyla ele alışı, oyunlar şakalar katışı. Tespitleri, analizleri, kronolojisi. Hayran olunası. Aklıma geldikçe överim.

5. Ferhan Şensoy – Kalemimin Sapını Gülle Donattım: Ferhan Şensoy da aynı şekilde çok büyük hayranı olduğum biri. Memleket, alanında onun kadar iyi az insan yetiştirmiştir. Böyle bir birikim, böyle bir zekâ, böyle bir dilbazlık.

6. Sadun Boro – Pupa Yelken / Kısmet’in Dünya Seyahati: E denizsiz olmaz. Denizi onun kadar iyi anlatan, “gezi yazısı”nı edebiyata bu kadar iyi yediren metin de azdır.

7. Turgut Uyar – Büyük Saat: İzahata gerek yok bence. Büyük Saat’i hep karıştırmak lazım.

8. Iain Banks – Rock Laneti: Dünyanın en iyi romanı değil belki ama dünyanın en “keşke ben yazsaydım” romanı. Tesadüfen bulup aşık olmuştum. Üzerine çok konuştum. Çok yazı yazdım. Daniel Weir şahane biriydi. Rock’n Roll ve edebiyatı böyle güzel harmanlayan hiç olmamıştı. İlk gençliğimin efsanesidir.

9. Ian Fleming – Casino Royalle: Bond efsanesinin başlangıcı. Hastasıyım.

10. Cahide Birgül – Geceye Uyananlar: Bence memleketin en iyi yazarlarından biri Cahide Birgül. Çok erken kaybettik ve hakkını hiç veremedik. Geceye Uyananlar da yine bence en iyi metni. 90’lar Türkiyesi, aile ve elini attığı her şeyi şahane anlatan çok büyük bir yazar, hayran olunası bir yetenek.