Daha önce çevrilmiş bir şiir yeniden niye çevrilir? Elbette ki daha iyi bir çeviri için.

Bazı şiirler için buna cesaret edemezdim.

– William Shakespeare’in “66. Sonnet”si (Can Yücel çevirisi)

– Arthur Rimbaud’nun “Sarhoş Gemi”si (Sabahattin Eyüboğlu çevirisi)

– Guillaume Apollinaire’in “Marizibill” şiiri (Sabahattin Eyüboğlu – Necati Cumalı ortak çevirisi)

– Edgar Allan Poe’nun “Annabel Lee”si (Melih Cevdet Anday çevirisi)

Bu çeviriler Türkçede artık baş köşeye oturmuştur. Onları tahtından indirebilecek bir babayiğit düşünemiyorum.

Ama Konstantinos Kavafis’in en meşhur şiiri pek çok kereler çevrilmesine rağmen bence Türkçede kendine hâlâ sağlam bir yer bulamadı. Ona layık bir çeviri hâlâ yapılamadı.

Bir de ben deneyeyim dedim.

Elbette ki son karar şiir okuyucusunun.

Mehmet Aslan

Konstantinos Kavafis

Şehir

‘Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim’, dedin
‘bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.’

Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.

Çeviren: Cevat Çapan

***

Kent

“Başka diyarlara, başka denizlere giderim, dedin.
Bundan daha iyi bir kent vardır bir yerde nasıl olsa.
Sanki bir hükümle yazgılanmış her çabam;
ve yüreğim sanki bir ceset gibi gömülmüş oraya.
Daha ne kadar çürüyüp yıkılacak böyle aklım?
Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam burada
gördüğüm kara yıkıntılarıdır hayatımın yalnızca
yıllar yılı yıktığım ve heder ettiğim hayatımın.”

Yeni ülkeler bulamayacaksın, bulamayacaksın yeni denizler.
Hep peşinde, izleyecek durmadan seni kent. Dolaşacaksın
aynı sokaklarda. Ve aynı mahallede yaşlanacaksın
ve burada, bu aynı evde ağaracak aklaşacak saçların.
Hep aynı kente varacaksın. Bir başka kent bekleme sakın,
ne bir gemi var, ne de bir yol sana.
Nasıl heder ettiysen hayatını bu köşecikte,
yıktın onu, işte yok ettin onu tüm yeryüzünde.

Çeviren: Herkül Millas ve Özdemir İnce

***

Aynı Kentte

Dedin, “Bir başka ülkeye, bir başka denize gideceğim.
Bundan daha iyi bir başka kent bulunur elbet.
Yazgıdır yakama yapışır nereye kalkışsam;
ve yüreğim gömülü bir ceset sanki.
Aklım daha nice kalacak bu çorak ülkede.
Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam
hayatımın kara yıkıntıları çıkıyor karşıma,
yıllarıma kıydığım, boşa harcadığım.”

Yeni ülkeler bulamayacaksın, başka denizler bulamayacaksın.
Bu kent peşini bırakmayacak. Aynı sokaklarda dolaşacaksın.
Aynı mahallede yaşlanacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Bu kenttir gidip gideceğin yer. Bir başkasını umma-

Bir gemi yok, bir yol yok sana
Değil mi ki, hayatına kıydın burada
bu küçücük köşede, ona kıydın demektir bütün dünyada.

Çeviren: Barış Pirhasan, Erdal Alova

***

Kent

Dedin “Başka bir denize, başka beldeye
buralardan iyi bir kent bulmaya gideceğim.
Uğursuzdur, lânetlidir burda her işlediğim
ve kalbim bir ceset sanki, gömülmüş kabrine.
Bu hüznü daha ne kadar taşımalıyım?
İşte nereye baksam, hayatımın
karanlık örenleri çıkıyor karşıma
nice yıllarımı yazık ettiğim, harcadığım
herşeyimi yıktığım yerler baştan başa.”

Bulamazsın ne başka bir deniz, ne de başka bir belde.
Bu kent peşini bırakmaz senin. Dolaşacağın
hep bu sokaklardır, bu kentin alanları
kararan bu evler arasında yaşlanacaksın.

Hep bu kente varacaksın. Kaçabilirim sanma;
hiçbir yerde yol yok, gemi yoktur sana.
Değil mi hayatını yıktın bu ufak köşecikte,
onu yıktın demektir dünyada baştan başa.

Çeviren: İsmet Özel

Halkın Dostları, Sayı: 4 (Haziran, 1970)

***

Şehir

Dedin ki, “Durmam artık, alır başımı giderim
değişik diyarlara, bambaşka denizlere.
Bulunur elbette ki bundan iyi bir şehir.
Bu şehre mahkûm etti beni şu kahpe felek;
kalbim çürümekte sanki –bir ceset gibi– mezarda.
Neden kalsın bundan böyle aklım bu viranelikte.
Neye baksam burada, nereye çevirsem başımı,
kara bahtım canlanıyor gözlerimin önünde,
geçip gitti koca ömür, ziyan oldu yok yere.”

Yeni bir yer bulamazsın, ne de farklı bir deniz.
Bu şehir bırakmaz ki, peşinsıra gelecek.
Dolanıp duracaksın yine aynı sokaklarda.
Aynı komşularla kocayacaksın,
saçların ağaracak aynı evlerde.
Bütün yollar yine bu aynı şehre çıkacak.
Başka bir ülke mi dedin -aklından bile geçirme-
ne bir gemi var limanda, ne de başka bir yol sana.
Hayatını heba ettiysen eğer burada,
bu ücrâ köşecikte,
harcanmışsın demektir artık bütün dünyada.

Çeviren: Mehmet Aslan