İnternet kitapçılarının artışı, okurların kitaplarını bu sitelerden almaya başlamasıyla birlikte kitabevlerinin, sahafların da değiştiği, dönüştüğü bir gerçek. Kimi okur hâlâ sadece kitabevleri ve sahaflardan kitap alırken kimi okur da, tam tersine, sadece internet kitapçılarından alışveriş yapıyor. Elbette iki kanaldan yararlanan okurlar da var.

İnternet kitapçıları daha uygun fiyatlar, indirimler mi sunuyor okura? Peki, kitabevleri bu ortamda nasıl ayakta kalıyor? Söyleşiler, imza günleri mi düzenliyorlar? Kitaba dokunmadan, görmeden, sayfalarını karıştırmadan satın almayan okurların ilk tercihleri hâlâ kitabevleri mi? Yoksa bu bir nostalji öğesi mi artık?

Bu sorular etrafında, varsa sorunlarını dinlemek ve kitabevlerini, sahafları tanımak için bu diziyi başlatmış bulunuyoruz.

Konuğumuz, İstanbul’da bulunan Salpa Sahaf’tan Ahmet Nebi Demirtaş.

Salpa Sahaf’ı ne zaman açtınız? Başlangıçtaki motivasyonunuz, amacınız, niyetiniz neydi?

2017 yılında Şişli’de tesisatçılarla dolu bir pasajda 10m2 bir dükkânda başladık. Tabii bunun öncesinde yaklaşık 10 senedir sahafları ve antikacıları gezer, kitap ve efemera toplardım. Amcamın üniversite yıllarında okuduğu ve sakladığı üç koli kitabı ve kendi kitaplarımı satarak başladım diyebiliriz. Bu esnada özel sektörde çalışmaya devam ettim, sonrasında 2019 yılında işi bırakıp şu anki dükkanımızı açtık. Burası Rengel Kitabevi’nin Çarşı şubesiydi diyebiliriz. Hazır dükkânını bize devreden Kadir Rengel’e teşekkür etmezsem ayıp etmiş olurum. Motivasyona gelince bilgisayarlarla ve susmak bilmeyen yazıcı sesleriyle dolu bir ofiste olmaktansa kitapların içinde olmayı tercih ettim diyebilirim. Ek olarak ucuza kitap alan bir öğrencinin yüzündeki mutluluk için bile bu iş yapılabilir. Tabii bu meslekteki çıraklık mesaim devam ediyor. Ustam Sahaf Murat Uncu’nun nasihatleri doğrultusunda iyi bir sahaf olmak için çaba göstermeye devam ediyorum.

Hayatın her alanında artan dijitalleşmeyle birlikte internet kitapçılığının da geliştiği aşikâr. Hemen her gün bir internet kitapçısının indirim haberine uyanıyoruz. Bu durum sizi nasıl etkiliyor? Rekabet etmekte zorlanıyor musunuz?

Eski sahaf müşterilerinin giderek azaldığı aşikâr, insanlar dükkânda ellerinde telefon ile fiyat karşılaştırması yaparak geziyor, bu durumu yadırgamıyorum. Ortalama 450-500 sayfa bir kitabın etiket fiyatı 50-60 TL arasında değişiyor. Yeni çıkan kitaplardan sadece sevdiğim ve okunmasını istediğim yazarların kitaplarını alıp rafa koyuyorum. Arz talep ilişkisi biraz tersten gidiyor diyebilirim. Büyük kitap tekelleriyle rekabet edebileceğimizi düşünmüyorum, bunu da açıkça sık sık söylüyorum müşterilerime. Çoğu anlayışla karşılıyor.

Kitabevinizde söyleşi ve imza günleri düzenliyor musunuz? Okurun internet kitapçılarında bulamayacağı, karşılaşamayacağı neler var Salpa Sahaf’ta?

Açık söylemek gerekirse fiziken bu çok mümkün değil, aynı anda üç kişi sığabiliyor dükkâna. Gelen yazar ve şairlerle kendim söyleşiyorum diyebilirim : ) Belki ileride şimdikine nazaran daha büyük bir yerimiz olursa neden olmasın?

Mesela ilk baskı ve imzalı şiir kitapları, eski fotoromanlar, eski fotoğraflar, plak ve kasetler ve bunların yanında geniş bir İngilizce seçkimiz var. Özellikle yurtdışında basılan kitapların ülkemizdeki kur sebebiyle fiyatları oldukça yüksek. Bu fiyatları en makul seviyede tutarak okuyucuya ulaştırmaya çalışıyoruz.

İnternet üzerinden kitap satışı yapıyor musunuz?

Evet, Nadir Kitap sitesi üzerinden satış yapıyoruz.

Pandemi süreci sizi nasıl etkiledi?

İki kolumuzu ve bir bacağımızı kırdı desem yeridir. Tek ayak üzerinde yaklaşık iki senedir topallayarak devam ettik. Tek amacımız kiramızı ödemekti. Dükkânı bu sürede kapatmadığımız için şanslı hissediyorum, kredi borçlarını halen ödemeye devam ediyoruz : ) Cihangir semtinde özellikle Avrupalı turistler yoğun şekilde bulunuyordu. Pandemi başlayınca müşterilerimizin hemen hemen yarısını oluşturan turistler gelmeyince işlerimiz epey aksadı. Cihangir hâlâ mahalle kültürünün yaşatılmaya çalışıldığı bir yer. Komşularımız bu süreçte alışveriş yaparak epey destek oldu. Başta karşı komşumuz şair Mehmet Said Aydın, yazar Mehmet Güreli, Deniz Hanım ve Lena Hanım sırf destek olmak adına sıkça alışveriş yaptılar. Bu durum direnmemiz için epey motive etti diyebilirim.

Nasıl bir müşteri profiliniz (yaş, cinsiyet gibi) var? Bu profilde değişimler gördüğünüz zamanlar oluyor mu?

Bu çok değişkenlik gösteriyor ancak her yaştan kadınların çoğunluk olduğunu söyleyebilirim. Cihangir tarihi dokusunu korumaya çalışan bir semt, haliyle yerli ve yabancı turistler genelde günübirlik geziler yapıyor. Bu nedenle her yaştan müşterimiz oluyor. Bazen haftada bir uğrayan, ne aradığını bildiğimiz müdavimler de var. Onların sayısı gittikçe azalıyor tabii.

Geleneksel kitapçılığın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu konu hakkında fikir belirtecek yeterlilikte görmüyorum kendimi. Ustalar, insan var oldukça matbu kitap satışının devam edeceğini öngörüyor. Bu fikre katılıyorum.