İnternet kitapçılarının artışı, okurların kitaplarını bu sitelerden almaya başlamasıyla birlikte kitabevlerinin, sahafların da değiştiği, dönüştüğü bir gerçek. Kimi okur hâlâ sadece kitabevleri ve sahaflardan kitap alırken kimi okur da, tam tersine, sadece internet kitapçılarından alışveriş yapıyor. Elbette iki kanaldan yararlanan okurlar da var.
İnternet kitapçıları daha uygun fiyatlar, indirimler mi sunuyor okura? Peki, kitabevleri bu ortamda nasıl ayakta kalıyor? Söyleşiler, imza günleri mi düzenliyorlar? Kitaba dokunmadan, görmeden, sayfalarını karıştırmadan satın almayan okurların ilk tercihleri hâlâ kitabevleri mi? Yoksa bu bir nostalji öğesi mi artık?
Bu sorular etrafında, varsa sorunlarını dinlemek ve kitabevlerini, sahafları tanımak için bu diziyi başlatmış bulunuyoruz.
Konuğumuz, İstanbul’da bulunan Kediköy Sahaf’tan Özgür Çakır.

Kediköy Sahaf’ı ne zaman açtınız? Başlangıçtaki motivasyonunuz, amacınız, niyetiniz neydi?
Kediköy Sahaf’ı beş yılı aşkın bir süre önce açtık. Başlangıçta önce Kadıköy olmak üzere bu yakada nitelikli kitaplara ulaşılabilen bir sahafa ulaşmaktı. Bu işte çok eski olmadığımızdan buradaki nitelikten kasıt, sahafiye, fazlasıyla değerli kitaplar değildi. Zaten elimizde sayıları da çok azdı. Biz daha çok 18-40 yaş arası kitap okumaya meraklı bir insan grubuna, sosyal bilimlerden edebiyata kadar, daha çok 80’lerin ortalarından günümüze kadar, öncelikle her yerde bulamayacakları kitapları sunmaktı. Tabi bu kitaplar hızla alıcılarına ulaştılar. Zamanla tüm sahafların yaşadığı sorunla, elinizdeki kitapların niteliğinin ortalamasının düşüşüyle karşılaştık ve o kitapların yerlerine benzer nitelikte kitaplar arayışına geçtik. Gerçi işin ticari yönüne bakıldığında çoğu zaman bu niyetinizle, ortalamanın niteliği düşük ürünlere talebi çakışmıyor. Bu nedenle bir süre sonra nitelikli ürün dediklerimize ortalamanın çok altında ürünler de eklemek zorunda kaldık. Ezcümle her telden, her konudan kitabın bulunabildiği ama bir yandan da ilk derdini unutmadan hareket eden bir kitapçı halini aldık.
Hayatın her alanında artan dijitalleşmeyle birlikte internet kitapçılığının da geliştiği aşikâr. Hemen her gün bir internet kitapçısının indirim haberine uyanıyoruz. Bu durum sizi nasıl etkiliyor? Rekabet etmekte zorlanıyor musunuz?
Bu konuda kötü bir örnek var. Kahraman Bakkal süpermarkete karşı klişesi. Başlangıçta tavrımız bu olsa bile bundan da yine “sahaf” olmanın bilinciyle sıyrıldık. Bence bu tartışma bir yanıyla saçma. İnternet kitapçısı aslında esas olarak yayınevlerini ve yeni kitap satan kitapçıları vuruyor, onlara zarar veriyor. Normal şartlarda kitabın bu kadar pahalı olduğu ve bazı internet satıcılarının neredeyse maliyetine kitap sattıkları bu ortamda dükkanların çoğunun kapanması gerekli. Ancak bir sahaf sadece müşterinin kitap sorduğu ya da gelip aldığı bir yerin ötesinde bir yerdir. Abartı anlam yüklemek için söylemiyorum. Kitabın ve kitap kültürünün kendisi hakkında sohbetin döndüğü, edebiyattan sosyal bilimlere yazarlar üzerinde konuşulan, önerilerin havada uçuştuğu bir mekandır. Bu ruh halini yani kitabın dışında nitelikli bir sohbeti de yaratmazsanız zaten o dükkan mevcut şartlarda kapanışa gider. İnternetten kitap almak kötü bir şey değil. Ancak rekabet meselesinin internet satışı için ayrı düzenlemeye ihtiyaç duyduğu da aşikar.
Kitabevinizde söyleşi ve imza günleri düzenliyor musunuz? Okurun internet kitapçılarında bulamayacağı, karşılaşamayacağı neler var Kediköy Sahaf’ta?
İki ay önce yeni dükkanımıza taşındık. Bundan önceki beş yıl boyunca bir işhanının dördüncü katındaydık. Dört, yani ya dört kat yürüyeceksiniz ya da asansöre bineceksiniz. Ama bizi umutlandıran şu ki, gerçek kitap okuyucusu hiç üşenmeden bizi buluyordu. O kitap oradaysa gidilecek ve alınacak diyerek hiç üşenmeden hem de. Bu durum genellikle bizi şaşırtıyor ve hoşumuza gidiyordu. Yeni dükkanımız cadde üzerinde bir yerde ve fiziki alan olarak çok daha büyük. Bu yüzden önümüzdeki aylarda bu tür etkinlikler yapma fırsatı yakalamış olacağız. İnternet kitapçılarında bulamayacakları ya da onların karşılayamayacağı şeyleri bir önceki soruda kısmen cevaplamıştım. Ey okur, gel, kitaplara bak ve sohbet et. O sırada kahve veya çay da (kendimiz için zaten yaptığımız) yüzde 90 mevcuttur.
İnternet üzerinden kitap satışı yapıyor musunuz?
İnternet üzerinden satış yapıyoruz. Sosyal medya kanallarını kullanıyoruz ve hemen hemen her sahaf gibi nadirkitap.com üzerinden satış yapıyoruz.
Pandemi süreci sizi nasıl etkiledi?
Tüm Türkiye gibi çok kötü etkiledi. İnsanlar evde daha çok kitap okurlar, en azından internet satışlarımız artar diye düşünürken, yukarıda belirttiğiniz internet kitap satıcılarına, sıfır kitaba ilgi arttı ve onlar çok iyi iş yaptılar. Biz ise yüzyüze ilişkiden (bizi biraz biz yapan) mahrum halde düşen satışlar ve hayatı idame ettirme derdine düştük. Pandemi ve sonrasında birçok arkadaş da bu işi bıraktı.
Nasıl bir müşteri profiliniz (yaş, cinsiyet gibi) var? Bu profilde değişimler gördüğünüz zamanlar oluyor mu?
Cinsiyet konusunda bir hakimiyet yok. Hemen her yaştan müşterimiz olmakla beraber esas profil 15-60 yaş arasında.
Geleneksel kitapçılığın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Her gelenek geleceğini bugünü anlamaya çalışıp bugünle kurar. Oradan geri kalınmadığı sürece bu iş de uzun süreler yaşayacak.