Türk edebiyatının geleneğinde yıllıklar önemli bir yer tutar. Yıllıklarda bir yılın edebi dökümü yapılır, o yıl yayımlanan eserlerden seçmeler yayımlanır, yıl içinde yaşanan edebiyat tartışmaları özetlenirdi. Yıllıklarda bir de soruşturma bölümleri olurdu. Parşömen Edebiyat olarak, yıllıkların soruşturma kısmını yaşatmak ve sürdürmek niyetiyle başladığımız ve bu yıl dördüncüsünü yayımladığımız yıl sonu edebiyat soruşturmalarının, geleceğin edebiyat okurları ve araştırmacıları için verimli bir kaynak olacağına inanıyoruz.

Soruşturmanın son sorusunu bilhassa çok önemsiyoruz. Sorunları dile getirmenin eleştiri kültürümüzün gelişmesine, birlikte düşünmeye ve giderek çözümler üretmeye varacağını umuyoruz.

Bu yıl da okurlara, yazarlara, çevirmenlere, editörlere, yayın emekçilerine edebiyatımızın halini sorduk. 2023’ün edebiyat açısından daha verimli bir yıl olması temennisiyle…

Başak Ağma Küçük

Yıl içinde yayımlanan ve hak ettiği ilgiyi görmediğini düşündüğünüz kitapları, beğenme nedenlerinizden kısaca bahsederek bizimle paylaşır mısınız?

Yıl içinde yayımlanan her kitabı okuyamasam bile biraz merak biraz da arşiv düşkünlüğümden dolayı kitaplığımda bulunmasını isterim. Bir süre –belki haftalar belki aylar– sonra mutlaka okurum.

Yıl içinde hangi yayınevinden kimlerin basıldığını, basılan kitaplara okur tepkilerini ve kapak seçimlerini takip etmek de benim için keyifli bir süreç. Bu sürecin kimi zaman kitabı okumamın önüne geçtiğini düşünsem de beni kitaba hazırladığını ve okuma zamanıma kitabın karar verdirdiğini düşünürüm. Kitaplarla ilişkim böyle. Tuhaf gelebilir, belki de gülünç.

Kendimce, nesiller sonrasına kalacağından emin olduğum iyi kitaplara uydurduğum bir kategori var: Dönüşü Olmayan Kitaplar, neden Dönüşü Olmayan Kitaplar? Evvela bu kitapları yarım bırakamazsın, işten güçten ederler insanı. Tutsak mısın evet ama gönlün de bu sayfalardan kaçıp kurtulmak istemez. Tabii bir de her okuyuşta başka tat verir. Aysun Kara’nın Dünyanın Orta Yeri bu sene yayınlananlar içinde okuduğum en iyi romandı. Öylesine iyiydi ki, yarattığı dünya, geçmişteki Ayvalık’a (olayların geçtiği yer) gidip karakterleri uzaktan izleme isteği uyandırıyor.

Kara, sanırım, yazar olarak sahip olduğu gücü yaratabilmek için, okur olarak geçtiği yolları kullanıyor. Çaprast Okumalar adını verdiği denemeler yazarak bir anlamda okumalarının okumasını yapıyor ve çok okumayla edindiği deneyimi okuruyla paylaşıyor. Açık söylemem gerekir ki Dünyanın Orta Yeri‘ni kusur bulmak ve Eco’nun “Örnek Okur” kategorisine hizmet etmek için iki defa okudum. Ayvalık’ı çok sevmemdendir belki, ikinci okuyuşta kitapta anlatılan mahallenin krokisini çizdiğimi anımsıyorum. Roman, yarına kalabileceğinden emin su gibi akıp yalnızca kendi sesiyle ilerliyor. Sisli, içine çeken bir kurgu ile dingin bir anlatım özdeşleşmiş. Kitabı, yıllar sonra tekrar okuyacağımdan eminim.

Bu sene okuduğum kitaplar arasında Halil Yörükoğlu’nun Keşke Yüzüme Baksanız‘ı da var. Öykü kahramanları hep bir yol yürüyor gibi, sonları merak uyandırıyor ve genelde esrik olan bu tipler; bir hayale, güzelliğe, umuda kavuşma telaşına dolanıp bu yürüyüşü sonlandırıyorlar. Erkek Çocuk Cabbar Olur öyküsünde içimize işleyen bir burukluk var, beni çok etkiledi. Kitabın ilk öyküsü, Burçak da Beni Sevmiyor, çok etkileyici bir öyküydü.

Ayrıca grafik roman kitaplığı Flaneur, bu sene birbirinden güzel kitaplar yayınladı. Matteo, Sophie’nin Baladı ve geçen sene bastığı Caravaggio, Bütün Atlar Kaybetmeye Koşar ve diğer tüm kitapları grafik roman severler için enfes kitaplardı.

Size göre 2022 yılının önemli edebiyat ya da yayıncılık olayları nelerdir?

Yapay zekanın edebi metinler yazmada çağ atladığı bir yıl olduğu haberi var. Yapay zekanın dilde buna benzeyen bir dönüşüm anının olmadığı konuşuluyor. ChatGPT yapay bir yazar zeka olarak en güçlü haliyle bu yıl aramıza katıldı. Her dili biliyor. Bugüne kadar basılmış tüm kitapları, makaleleri yazarlık illüzyonu ile bir araya getirip çok iyi anlatılar yazacak düzeye geldi. Yapay zekanın yöneteceği bir yayın sürecinin başlamasını beklemek artık ütopik değil. Yüzlerce kitabın yazarlığını, tercümesini, editörlüğünü, redaksiyonunu hem de kapak tasarımını tek “şey” yapabilecek. Hata yapma olasılığı neredeyse hiç yok. Düşününce “korkunç derecede iyi” gibi duruyor.

Edebiyat ortamımıza baktığınızda ne gibi sorunlar ve eksiklikler görüyorsunuz?

Ben sadece bir okurum. Keyfimce bol bol kitap okur, sorunları pek de görmek istemem : )

Parşömen; okuru, yazarı, yayıncısı, editörü kısacası edebiyatın her paydaşını önemseyen emek dolu bir oluşum. Bana da yer ayırdığı için çok teşekkür ederim.