Türk edebiyatının geleneğinde yıllıklar önemli bir yer tutar. Yıllıklarda bir yılın edebi dökümü yapılır, o yıl yayımlanan eserlerden seçmeler yayımlanır, yıl içinde yaşanan edebiyat tartışmaları özetlenirdi. Yıllıklarda bir de soruşturma bölümleri olurdu. Parşömen Edebiyat olarak, yıllıkların soruşturma kısmını yaşatmak niyetiyle başladığımız ve bu yıl dördüncüsünü yayımladığımız yıl sonu edebiyat soruşturmalarının, geleceğin edebiyat okurları ve araştırmacıları için verimli bir kaynak olacağına inanıyoruz.

Soruşturmanın son sorusunu bilhassa çok önemsiyoruz. Sorunları dile getirmenin eleştiri kültürümüzün gelişmesine, birlikte düşünmeye ve giderek çözümler üretmeye varacağını umuyoruz.

Bu yıl da okurlara, yazarlara, çevirmenlere, editörlere, yayın emekçilerine, kitapçılara edebiyatımızın halini sorduk. 2023’ün edebiyat açısından daha verimli bir yıl olması temennisiyle…

C. Hakkı Zariç

Yıl içinde yayımlanan ve hak ettiği ilgiyi görmediğini düşündüğünüz kitapları, beğenme nedenlerinizden kısaca bahsederek bizimle paylaşır mısınız?

Yetvant Odyan’yın Lanetli Yıllar romanı yayıncılığımızda pek de alışık olmadığımız bir dayanışmayla yayımlandı. Aras Yayınları ve Kor Kitap birlikte bastı kitabı. Sirvart Malhasyan ve Kevork Taşkıran’ın çevirdiği kitap üç buçuk yıl süren sürgün hayatını, 1915 felaketini yaşayan ve oradan sağ dönen bir aydının/ yazarın birikimini konu ediniyor. Odyan müthiş duyarlığı ve mizahıyla ne güzel yazmış.

Metin Turan uzun yıllardır içeride, Parçalanmayı Bekleyen adlı romanı yakın zaman önce yayımlandı. Samsun’da cezaevinde tutulan Metin Turan 20 yılı aşkın bir zamandır içeride olmasına rağmen Kadıköy’den başlattığı romanına hanlarda, fırınlarda devam edip Gezi’ye getirmiş, kurguda Don Kişot’a gitmiş bir güzel.

Abdülhak Şinasi Hisar’ın kitapları yeniden yayımlandı, heyecan ve mutluluk verici bir şey. Zamanın saklı kalan İstanbul’unu onun kadar güzel yazan az yazarımız vardır; keşke daha iyi bir edisyon tercih edilseydi.

Size göre 2022 yılının önemli edebiyat ya da yayıncılık olayları nelerdi?

Annie Ernaux güzel romanlarıyla ve özellikle de Boş Dolaplar romanıyla kentli hayatımızın ıssız karakterlerine yeni anlamlar kattı. İşçi sınıfı, savaş ve çocukluk da yazılabiliyor hatta okunabiliyor demek ki, ne güzel bir örnek.

İlhan Sami Çomak’ın kitabından uyarlanan Hayat Seni Çok Seviyorum adlı oyunu Kemal Aydoğan yönetmenliğinde Moda Sahne’de seyirciyle buluştu. Oyun hâlâ gösterimde, Diyarbakır ve Van’a turneye gitti. 28 yıldır içeride olan İlhan Sami okuduğu sırada Bingöl’de öğretmeni olan Metin Altıok adına düzenlenen ödülü Hayattayız Nihayet kitabıyla aldı.

Cengiz Sinan Çelik 2021 yılının son aylarında çıkan Serdestan kitabıyla şiirimize destansı bir heves kattı. İlhan Sami’yle koğuş arkadaşı olan Cengiz Sinan Çelik için de dünyada ve Türkiye’de çeşitlik imza ve etkinliklerin düzenlenmesi ne iyi. Çıkmalarını bekliyoruz.

Memleketimizin tutsakları yazma ısrarını sürdürüyor.

Bu yıl Arkadaş Z. Özger Ödülü’nü Hakan R. Temiz dosyası Düşüş ile aldı. Mayıs Yayınları ayrıca iyi bir şey yaptı ve aynı ödülde bir de Sina Akyol Özel Ödülü verdi. Öztekin Düzgün’ün Çiçekler Mümkünse kitabını da bir vefa örneği olarak okumuş olduk.

Ayşegül Tözeren genç şairlerin ilk şiir kitapları hakkında Yeni e dergisinde yazılar yazıyor. İki yazısı yayımlandı bile. İlk kitapların ve böylece şiirimizin çağlayan sesinin yeniden okunması için önemli buluyorum.

Serdar Aydın üst başlığı “Edip Cansever Poetikası İçin Bir Yaklaşım” olan Herkesin Ölü Bir Şeyi Vardır kitabında, Edip Cansever şiiri üzerine, tartışılması gereken müthiş bir kitap yazdı. Neredeyse 30 yıldır arkadaşlık ve kardeşlik ettiğim bir sevinçtir bu.

Cem Yavuz’un Paul Celan ve T. S. Eliot çevirileri hepimiz için yeni okuma olanakları yarattı, kıymet kattı hepimize ve şiire.

Pikaresk Yayınevi, ŞYKitap, Kaos Çocuk Parkı, Manos Kitap, MedaKİtap, Epona Kitap gibi birçok yayınevi kıymetli kitaplar yayımladı. Kültürel birikim ve aktarımımızdan rövanş almak isteyen yayıncılar da para ve iktidar gücüyle üstümüze gelmeye devam ediyor. Kabulümüzdür!

Haydar Ergülen en azından benim daha önce okumadığım öyküler yazıyor dergilerde. Merakla takip ediyorum.

Şeref Bilsel şiirimize emek vermeye devam ediyor, Melih Cevdet’le komşudur ne güzel.

Enver Ercan’ın iki kitabı bir araya getirildi, Atilla Birkeye uğraştı, Semih Poroy büyülü çizgileriyle yer aldı ve Şair Çünkü Onlar yayımlandı. Şiirimizin bıçkın söyleşileri, tekmili bir arada.

Mehmet Hakkı Suçin çevirdi biz okuduk. Mehmet Hakkı Suçin çevirsin, biz okuruz…

Zeynep Oral tekrar Türkiye PEN Yazarlar Derneği Başkanı seçildi.

Yakın zaman aralıklarıyla Salih Bolat’ı, Emir Ali Yağan’ı, Sina Akyol’u, Mıgırdiç Margosyan’ı, Ahmet Tulgar’ı, Kevork Taşkıran’ı, Aydın Ilgaz’ı ve Leyla Çağlı’yı yitirdik. Yazdıkları ve anıları için saygıyla.

Bu başlıkta hamiş: Evet ben de Ömür İklim Demir, Cihan Oğuz, Cevahir Bedel, Ceren Biber, Türker Ayyıldız ve Cihat Duman okuruyum.

Edebiyat ortamımıza baktığınızda ne gibi sorunlar ve eksiklikler görüyorsunuz?

Kağıt desek bir dert, matbaa desek ayrı bir dert, fuar masrafları desek dağılıp gidecek her şey; ne zaman edebiyat hakkında iki cümle kuracak olsak mesele gelip hayat pahalılığına dayanıyor ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor gündelik karmaşa.

Böyle giderse kitap fuarlarına erişim yayıcılar için gittikçe zorlaşacak. Yazar ve okurun bir araya geldiği alanlar daralacak gittikçe.

Ne kadar yazsak ve anlatsak çözüm gelip güneşli güzel günlere dayanacak, kaçarı yok.

Mücadeleye devam!