Bilimkurgu ve fantastik türünde kitapları sever misiniz? Eğer öyleyse Thomas Taylor’ın Malamander serisini muhtemelen duymuşsunuzdur. Birkaç yıl önce yayımlandığında oldukça ses getirmiş ve ülkemizde de Genç Timaş Yayınları tarafından yayınlanmıştı. İlk kitap Malamander’in ardından Gargantis ve Shadowghast ile de genç okurlar için macera devam etmişti. Tuhaf Deniz Kasabası’nda Herbert Limon ve Violet adlı yakın arkadaşların esrarengiz olayların peşinden koştukları maceralara geçtiğimiz günlerde bir yenisi eklendi: Festergrimm. Yine Genç Timaş Yayınları etiketiyle raflarda yerini alan dördüncü kitap gördüğüm anda beni oldukça heyecanlandırdı. Fakat kitaba geçmeden önce elbette yazardan bahsetmem gerek.

Thomas Taylor’ı serinin önceki kitaplarını okuyanlar biliyordur ancak şimdi tanışacaklar için yine de tanıtmakta fayda var. Asıl olarak illüstrasyon ile işe başlayan yazarın ilk işi Harry Potter ve Felsefe Taşı’nın kapağını hazırlamak olunca ardından kısa süre içinde pek çok işe daha imza atar. Bunu devam ettirirken bir yandan yazarlığa da adım atan Taylor’ın Malamander serisi kendisine büyük ün getirir. Yazar hayatına hâlen, yazdıklarına ilham veren İngiltere’nin güney kıyısında devam etmektedir.

Bu yeni kitapta Tuhaf Deniz Kasabası’na yazları ilginç olsa da kış gelince ilginçten çok ürkütücü hâle gelen tren seferleri ile sürpriz bir misafir gelir. Bu misafir önceki kitaplardan tanıdığımız Sebastian Yılanbalık’tır. Malamander yumurtasını ele geçirmek için yaptığı korkunç şeylerden sonra onunla yeniden karşılaşmak, kahramanlarımızın isteyeceği bir şey değildir kesinlikle. Onun ne kadar kötü biri olduğunu herkes biliyordur. Gerçekten herkes biliyor mudur Yılanbalık’ın ruhundaki kötülüğü? Ayrıca Gargantis serisinden yine hatırlanacağı üzere Karakasvet feneri sebebiyle yaptıklarını? Kimse bilmese bile Herbert ile Violet biliyorlar ve Yılanbalık’ın Tuhaf Deniz Kasabası’na sebepsiz gelemeyeceğinin de farkındadırlar. Bunu çözmek zorundadırlar. Bu esnada tesadüfler onları adını ilk kez duydukları Festergrimm’e yönlendirir.

Peki nedir ya da kimdir bu Festergrimm? Kasabada yaşayan çoğu kişinin hatırlamadığı bir dönemde Tuhaf Deniz Kasabası’nda efsane hâline gelen bir olay yaşanmıştır. Mucit ve kurmalı oyuncak imalatçısı olan Ludovic Festergrimm isimli bu adamın bir gün yaşadığı bir olay sonrasında balmumu heykeller yapmaya başladığı anlatılır kasaba halkının eskileri tarafından. Çok uzun süredir hiç konuşulmasa da hatırlayanlar yine de çıkmaktadır olayı. Bu sebeple yeniden akıllara düşer balmumu heykel müzesi ve Festergrimm’in zamanında yaptığı robot. Bir yandan da Yılanbalık’ın geri dönmesinin gerçek sebebinin ne olduğu düşüncesi meşgul etmeye başlar çoğu kişinin zihnini. Bu sorular eşliğinde biz de peş peşe okuyoruz romanı, sayfaların nasıl geçtiğini anlamadan. Serinin devam kitabı olmasına rağmen, kitapla ilk kez karşılaşacaklar için notlar düşmüş yazar. Kitaplardaki karakterlere ve olaylara referans verilen çok yer olduğu için belki de yazar bunu gerekli görmüştür. Şöyle der örneğin: “Ve Peter Parma, eğer kasabada yeniyseniz ve hüzünlü hikâyenin tamamını bilmiyorsanız, Violet’in uzun zamandır kayıp olan babası.” (s.140)

Thomas Taylor (Fotoğraf: Ahmet Esad Şani)

Her sayfası macera dolu olan bu kitapta, Herbert ile Violet aracılığıyla sevgi, dostluk ve dayanışmanın önemini görüyoruz. Kötülüğün etrafımızdakilere ve kendimize döneceği fikri de Yılanbalık üzerinden anlatılıyor. Kitaba adını veren Festergrimm karakteriyle de bir babanın kızını bulmak ve onu yaşatmak için elinden gelenin fazlasını yaptığı… Hatta bu amaçla ürettiği icat bütün bir kasaba halkına zarar verebilecek durumda olsa bile. O sadece bir robot üretmekle kalmaz, ona bir de kalp ekler. Festergrimm’in mantıkla duyguları birleştirdiğini gördüğümüz bu olay karşısında duygulanmamak elde değil. Her sayfasında bu kadar maceranın olduğu bir kitabın hislerinize de hitap etmesi minik okurlara vermek istediği bir mesaj aslında. 11 yaş üstü gençlere hitap eden bu kitap, Barış Purut’un yetkin çevirisi sayesinde elbette yetişkin okurlar için de tercih sebebi. Olağanüstü olaylar okumayı seven okurlara Tuhaf Deniz Kasabası’nın fantastik dünyasına bir an önce girmelerini öneririm. Okurların ilk kitapla başlamaları bu seriyi elbette çok daha keyifli hale getirecektir fakat Festergrimm’i tek başına okumak da mümkün çünkü yazar, karakter ve olayların bağlantılarını açıklıyor. Ayrıca bu serinin devam edeceğinin ipucunu da veriyor kitabın sonunda.

Herbert ve Violet’in yepyeni bir maceraya girişeceğinin heyecanıyla sonraki kitabı beklemeye başladım şimdiden.

Nagihan Kahraman