Geçtiğimiz günlerde Ahmet Ümit’in “Tapınak Fahişeleri” adlı romanı sansür baskısıyla karşı karşıya gelmişti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, Ümit’in, “Başkomser Nevzat / Tapınak Fahişeleri” adlı kitabının “içerisinde yer alan bazı ifade, tasvir ve görsellerin 18 yaşından küçüklerin maneviyatı ve gelişimleri üzerinde muzır ve müstehcen tesir yapacak nitelikte olduğuna ve 1117 sayılı Kanun’un 3266 sayılı Kanun’la değişik dördüncü maddesindeki sınırlamalara tâbi olmasına” karar vermişti.
İlgili maddeye göre kitap ancak “içi görülmeyen zarf veya poşet içinde” satılabilecek. Bu zarf ve poşetlerin üzerinde eserin ismi ve “Küçüklere zararlıdır” ibaresinden başka hiçbir yazı ve resim olmayacak.

Bugün ise düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik başka bir yasaklama haberi geldi.
İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararına göre Yavuz Ekinci’nin “Rüyası Bölünenler” adlı romanı hakkında basım, dağıtım ve satışının yasaklandığı öğrenildi. Ayrıca bu karara göre kitabın tüm nüshaları da toplatılacak.
Yazar Yavuz Ekinci, konuyla ilgili olarak sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Ekinci, “Kurgu evrenine açılan davaya karşı açıklama” başlığı altında şunları ifade etti:
“İstanbul Cumhuriyet Savcısı’nın talebiyle 7. Sulh Ceza Hakimliği, Rüyası Bölünenler romanımın toplatılması kararını verdi.
Rüyası Bölünenler, 2014 yılında Doğan Kitap Yayınevi’nden çıktı. Romanın yayınlanmasının üstünden tam 9 yıl geçmiş. Dokuz yıldır bu romanım basılıp, dağıtılıp, satılıp okunuyor. Bu kitabın şimdi toplatılıyor olması ne şimdiki Türkiye’ye ne de gelecekteki Türkiye’ye hizmet eder.
Edebiyata, sanata karşı yapılan müdahale, sansür ve yasaklamalar kötü olan mazinin (kitap toplatmak, yakmak, yasaklamak, yazarı hapse atmak) canlandırılmasından öteye geçemez. Öncekilerin yasaklayıcı tavırları nasıl şimdi gülünç, komik ve beyhude geliyorsa, bugünün yasaklayıcıları da yarın gülünç vekomik gelecektir.
Roman kurgudur. Kurguladığım evrenin mahkemeye gerçek gelmesi benim edebiyatımın gücünü, mahkemenin de edebiyata yaklaşımını gösterir. Kurgulanmış bir yapıtın evrenine açılan dava soyuttur. Onu bugünün mahkemelerinde yargılayıp yasaklayıp toplatmak ise politiktir. Mahkeme, Rüyası Bölünenler’in kahramanlarına tutuklama kararı çıkarıp onları hapse mi atacak. Gücünüz yetiyorsa buyurun roman kahramanlarını tutuklayıp hapse atın.”

Yavuz Ekinci, 1979’da Batman-Mişrita’da doğdu. Dicle Üniversitesi Siirt Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nü bitirdi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Türk Dili ve Edebiyatı alanında yüksek lisans eğitimine devam ediyor. Ekinci, öyküleriyle Haldun Taner (2005) ve Yunus Nadi (2008) gibi önemli öykü ödüllerini aldı. Eserlerinde felaket günlerini işleyen Ekinci’nin Cennetin Kayıp Toprakları’nda yer alan “İncir” adlı öyküsü Tayfur Aydın tarafından İz / Reç (2011) adıyla sinemaya uyarlandı. Film 31. Uluslararası İstanbul Film Festivali Onat Kutlar jüri özel ödülünü aldı.

“Rüyası Bölünenler” adlı romanın tanıtım metni şöyle:
“Rehberden hızlı hızlı isimlere baktım. Babamın ismi geçince bir an durdum ve su alan bir geminin ağır ağır batması gibi Yusuf’un görüntüleri zihnimde canlandı. Göğsü delinmiş, yüzü kanlar içinde, üstünde birkaç taş, etrafta karasinekler, kefensiz bir ceset… Ellerim titredi, gözlerim doldu. Biri boğazımı var gücüyle sıkıyor gibiydi, nefes alamıyordum. Yusuf’un yüzü anılarla yüklü gözümde bir karabasanın ardındaki renkler kadar capcanlıydı. Uzun zamandır ne zaman Yusuf’u hatırlasam gözlerimde dağ başında unutulmuş kefensiz bir ceset canlanıveriyordu.”
Yavuz Ekinci’nin yeni romanı Rüyası Bölünenler’deki kahraman, dağa çıkan kardeşi Yusuf’u aramak için memleketine döner. Babasına söz verir; kardeşinin dirisini olmasa bile ölüsünü getirecektir. Öyle ya da böyle kardeşinin izlerini bulmaktır niyeti. Bu iz, sadece bir gömlek bile olsa…
Almanya’dan Batman’a, oradan Kandil Dağı’na uzanan yolculuk, ağabeyin kendi kişisel tarihiyle ve kökleriyle de hesaplaşması olacaktır.