Güzel Seferlerin Süvarisi, öykü kitaplarıyla tanıdığımız M. Özgür Mutlu’nun ilk romanı. 1999 Marmara Depremi’nin ardından bölgedeki fayları araştırmak için kullanılan, şimdilerde İstanbul Teknik Üniversitesi’nin eğitim gemisi olan Sismik-1’in hikâyesini anlatıyor Mutlu. Kaptan Namlı’nın ve biri kadın ikisi erkek olmak üzere üç araştırmacının gemide ve mahsur kaldıkları yarımadada yaşadıklarından Knidoslu Afrodit’e uzanan bir tarihe tanıklık etmeye çağırıyor okuru.

Altını çizdiğimiz yerler
“Dünya büyük sanılır. Öyledir de herhalde. Bir dağdan bir vadiye çıkmak, bir ovayı geride bırakmak zordur, zaman alır, bırakın ülkeleri, büyük bir şehrin tüm sokaklarını gezmek neredeyse imkânsızdır. Bunda genişlik içinde ve her yöne sınırsız uzanabilecekken benim işyeri ve ev arasında kapana kısılmış olmam hangi mantıkla açıklanabilir ve başka milyarca insan da? Doğru, şükretmeli insan, işi olmayanlar var, evi olmayanlar var, karnı aç olanlar var. Bu şükür yüzünden değil mi, durmaksızın şükrettiğimizden değil mi, işi olmayanların hâlâ işi yok, evi olmayanların hâlâ evi yok, karnı aç olanlar artık daha da aç. Kimse benden hâlimden memnun olmamı beklemesin. Şartlar ve konumlar herkes için değişir, hiçbir yaşam bir diğerinin karşıtı değildir ve hiçbir yaşam bir diğerinin doğrusu veya yanlışı da olamaz. Ben de bir başkasının sürmek için yanıp tutuştuğu hayatımdan vazgeçip yine bir başkasının kaçınmak istediği bir hayatı tercih edebilirim. Bunun hesabını da kimseye vermek zorunda değilim.” (s. 46-47)
***
“Burada sıkıştık, şimdilik bir çıkış yolu görünmüyor, demek ki mat olduk ya da olmak üzereyiz. (…) Ama düşünmek için sonsuz zamanımız varken neden hemen mağlubiyeti kabul edip şahı kendimiz devirelim ki? Hem belki bu sıkışmışlık, bu mağlubiyet görüntüsü, içinde, göze görünmeyen bir derinlikte, galibiyetin nüvesini taşıyordur, fark etmediğimiz bir noktada bir zaferin mikroskobik ilk adımları filiz vermektedir.” (s. 13-14)
***
“Tutmak, çok çok eski bir eylem. El, araştırmadım ama en fazla evrimleşip fonksiyonel hâle gelmiş uzvumuz olmalı. İlk zamanlar –ilk zamanlar derken aklımıza sığmayacak geçmişten bahsediyorum– sadece suyu itmeye yarayan bir uzuvken şimdi sayısız iş yapabilen bu el, yüz binlerce yıldır yaptığı en önemli eylemi, tutmayı, hem de bir başka eli tutmayı, sevginin tezahürü, bir arada olmanın gereği ve sonucu olarak sürdürüyor, diğer pis işlerinin yanında. İki kişinin el ele tutuşması, bir olmanın, beraber olmanın, tensel temasın, bağlanmanın yanında aslında şunu da söylüyor: Senin elini tutuyorum, böylece senden başka bir uğraşım yok, olamaz diyorum, sen de bir elini benim elimle doldurarak elinin yapabileceği tüm diğer işleri bir kenara bırakarak, en önemli işimin sen olduğunu kabul ediyorum diyorsun, ne çakmaktaşıyla ateş yakmayı düşünüyorum, ne ağaca çıkıp yemiş toplamayı, ne mızrağımı bir yaban domuzuna savurmayı, ne bilgisayarımın düğmesine basmayı ve ne de saatime bakmayı.” (s. 172-173)

M. Özgür Mutlu, 1981 Manisa doğumlu. Lisans ve yüksek lisans öğrenimini ODTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. 2011 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü’nün öykü dalında sahibi oldu. 2000 yılında Vesaire-fanzin, 2003-2005 yılları arasında Düşe-yazma dergisi yayın kurulunda yer aldı. Öykü ve yazıları pek çok dergide yayımlandı.
Öykü Kitapları: Van Gölü Ekspresi (Varlık Yayınları, 2011), Karton Ev (NotaBene Yayınları, 2016), Dünyanın Çivisi (Sel Yayıncılık, 2018), Dönme Dolap Düşleri (İthaki Yayınları, 2021).