Son 20 yılda değişik mecralarda yayınladığı, hallerimizi kendine özgü iğneleyici ve eğlenceli üslubuyla mercek altına aldığı, düşündürüp gülümsettiği yazıları yer alıyor “Hırsız Var!”da. İnsanları ve olayları, can alıcı ayrıntılarıyla hatırlatırken “Tarih tekerrürden ibarettir” sözünün ne kadar doğru olduğunu da kanıtlıyor Hüsnü Arkan.

Altını çizdiğimiz yerler

“Yıllar sonra Lefkoşe’deyim.

Büyük bir salonun sahnesine kurulan kürsüde, ak saçlı, çekik gözlü, küçücük bir adam konuşuyor. Yasal yollarla güneye geçen ilk Türk yazarı.

Salonu dolduran dinleyicilerin çoğu, önyargılarını olumlayacak birkaç söz duymak istiyorlar. “Türkler aptaldır,” ya da buna benzer bir şey…

Beklenen olmuyor.

Kıbrıs tarihi hakkında, iyi hazırlanılmış, hezeyansız, taraf hükümetlerin kulaklarını çeken bir konuşma dinliyoruz.

Dinleyiciler şaşkın, salonda soğuk bir rüzgar esiyor. O ise, inadını gülümseyişiyle örtüyor. “Ben Türklerin aptallığından ne zaman ve en önemlisi nerede söz edeceğimi bilirim,” der gibi… Ve cunta karşısında nasıl durduysa öyle duruyor.

Bense, yoğun bir biçimde onunla olduğum üç günü, köpeği ve gardenyayı hatırlıyorum.

Şimdi mi?

Şimdi korkuyorum. Hafızamızdan korkuyorum.

Aziz Nesin’i gerçekten yitirmiş olmamızdan korkuyorum.”

 (“Bir Azizin Doksanıncı Doğum Günü İçin” adlı yazıdan)

***

“Bir de bazen aşklar, dostluklar yarım kalır.

Biri unutmaya çalışır, unutamaz. Bir diğeri hatırlamak ister, hatırlayamaz.

Bu ikisi bir araya geldiğinde o aşk yarımdır. Bir rüyada biri adınızı çağırır, yanına gidemezsiniz. Bir isim sayıklarsınız. Duymaz. Ellerinize dikkatle bakarsınız; bunlar kimin elleri, bunlar kimlere dokundu? Uzun süren arkadaşlıklar niye var? Hangi açlığımızı gideriyorlar?

İhtiyar, mavi kapının önüne oturmuş, gelip geçenlere bakıyor. Bilinci garip oyunlar oynuyor; baş edemiyor.

Artık her şey yarım.

Hayat açık bir kapı değil. Yaşlılar bilir.

Bir eşikten, aralıktan bakıyorsunuz.

Ne gördüyseniz odur.”

(“Yarım Bıraktıklarımız” adlı yazıdan)

***

“Benim ordularımın başına öyle işler geldi ki, bir ordunun kendi kendiyle harbetmesine bunlardan daha güzel emsal bulunmaz.

Şark harbi esnasında, bir defasında, Oltu cihetinde yürüyüşe geçmiş olan otuz ikinci tümenden bir haber gelmişti.

Bunlar, Zerdeniş köyü yakınlarında Ruslarla temas ettikten sonra Narman Boğazı’na doğru hareketlenmişler. Yolda büyükçe bir birlikle tekrar temas etmişler. Tümenin başındaki Albay Abdülkerim Bey hiç düşünmeden saldırı emri vermiş. Bir zaman çatışmışlar; sonra da taarruz menziline vasıl olmak üzere siper atlamaya başlamışlar. Fakat düşmana yaklaşınca bir takım tuhaflıklar peydahlanmış.

Düşmanın esvabı bizimkilere benziyormuş. Nefer vaziyetten şüphelenmiş, ateş emrinin hilafına hareketlerde bulunmuş. Karşı taraf da ateşi azaltmış. Derken karşı taraftan biri siperden doğrulmuş, korkusuzca ileri yürümüş. Sonra ateşkes boruları çalmış. İki taraftan neferler birbirlerine koşmaya, sarılmaya, ağlamaya başlamışlar.

Meğer Albay Abdülkerim’in düşman diye bellediği, otuz birinci tümenin ta kendisiymiş…

Bu cidal esnasında iki bin nefer ve zabitin şehit düştüğünü söylesem inanır mısınız?”

(“Enver Paşa’nın Gizli Hatıra Defteri” adlı yazıdan)

Hüsnü Arkan

Hüsnü Arkan, 1958 yılında İzmir’in Kınık ilçesinde doğdu. Bergama Lisesi’ni ve 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.

1985’te, Amsterdam’da, arkadaşlarıyla Hezarfen adlı müzik grubunu kurup Avrupa’nın birçok kentinde kendi şarkılarını seslendirdi. 1990’da ilk albümü Bir Yalnızlık Ezgisi’ni çıkardı. 1993-2010 yılları arasında Ezginin Günlüğü grubunun albüm ve konser çalışmalarında yer aldı. 2005 yılında Destur adlı projeyle Deli Bu Dünya albümünü, 2010’dan sonra Solo, Yalnız Değiliz ve Kırık Hava albümlerini hazırladı.

İlk romanı Ölü Kelebeklerin Dansı, 1998 yılında yayımlandı. Bu kitabı Menekşeler Atlar ve Oburlar (2001), Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer (2005), Hiçe Doğru (Şiir, 2005), Uyku (2008), Mino’nun Siyah Gülü (2011) izledi. 2014’te yayımlanan Hırsız ve Burjuva adlı romanıyla 44. Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandı. Aynı yıl son şiir kitabı Naş, 2016’da ise Gülhisarlı Terziler adlı romanı yayımlandı. Son kitabı Nasreddin 2020 yılında yayımlandı.