
kusurla başlıyorum
kuyuları çalkalayan bir düş kusuru ile
kuyularım gökte başını kaldır
dudaklarım zamanı sayıklamaya meyilli
“uzak” sureti soğuk bir kelimeydi kalbime çarpan ve kalbimle çarpan
öyle inandım ki saksılarda büyür kargalar
öyle inandım ki siyaha ve tembel hayvanlara
uzağa inanmalıyım allahım
sana inanmıyorum ama uzağa inanmalıyım
terk edişler neden hep rıhtımlara işlenir
arkadaş deyince neden hep zekai gelir aklıma
şimdi bir yerden gökyüzüne devam etmeliyim
bulutları çekmeliyim üstüme başıma
ben kaplumbağalardan az sevilen çocuğum
Tugay Yazıcı