Helen Weinzweig’in “İnci Kolyeli Düz Siyah Elbise” adlı romanı Yüz Kitap Yayınları tarafından yayımlandı. Kitabı, çevirmeni Betül Kadıoğlu ile konuştuk.

Helen Weinzweig

İnci Kolyeli Düz Siyah Elbise’yi çevirmeye nasıl karar verdiniz?

Çoğu kitapta olduğu gibi yayıncının önerisiyle. Kısa bir süre editörlük yapma imkânı bulduğum Yüz Kitap’tan Serra Hanım kitabı çevirmemi önerdiğinde memnuniyetle kabul ettim. İtiraf ediyorum, her şeyden önce Yüz Kitap gibi çok sevdiğim, hayranlıkla izlediğim bir yayınevinin özenle oluşturulmuş seçkisinde benim de bir çevirim olması fikrini sevdim. Kitabı çevirmek isteyip istemediğimi görmek için tamamını okumam gerekmiyor genelde, bazen birkaç sayfa bile yetiyor. Bu kitapta da öyle oldu, ilk sayfaları okurken devamında ne olacağını merak ettiğimi görünce kitaptan vazgeçemedim.

Çevirmen olarak kendinizden kısaca bahseder misiniz? Ne tür kitaplar çeviriyorsunuz? Yazarlara sorulur, biz de çevirmen olarak size soralım: Bir çeviri rutininiz var mı?

Yirmi yıldan uzun zamandır çeviri yapıyorum, edebiyat dışı eserler de çevirdim ama ağırlık edebiyat çevirilerinde oldu. Maalesef sabit bir rutinim yok, her kitap kendi küçük, kısa süreli rutinlerini oluşturabiliyor ama en azından başlangıç için minik ritüellerim var: Her zaman çok dağınık olan masamı toplamak (birkaç gün içinde tekrar dağıtmak üzere), bilgisayarımın masaüstünü düzenlemek, yeni bir Word dosyası açıp hangi fontla çalışmak istediğime karar vermek (sonunda da hep aynı fontu seçmek) vs… Başladıktan sonra her kitabın ilk sayfaları zor, yavaş geçiyor. Metinde biraz ilerleyince kapanıp yoğun çalıştığım bir dönem yaşama imkânı bulursam çok rahat ediyorum – kitap ölçeğinde uzun, yoğun bir metinle uğraşırken insanın zihni gece gündüz o işle dolu oluyor, böyle dönemler yakalayabildiğimde tadını çıkarmaya çalışıyorum.

İnci Kolyeli Düz Siyah Elbise’nin çevirisine gelelim. Nasıl bir süreçti, ne kadar sürdü, ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

Kitabı çevirmeye başladıktan sonra uzun bir ara vermem gerekse de tekrar metne dönebildiğimde hızlı ilerledi – bunda en önemli etkenler sanırım kitabın dilinin rahatlığı ve benim içeriği açısından hazırlık yapma imkânı bulmuş olmamdı diyebilirim. Başlamadan önce yazar ve kitap hakkında bulabildiğim her şeyi okudum. Anlatıcı kitap boyunca Toronto’da gizemli sevgilisini arıyor, bu süreçte şehir hem bugünü hem de geçmişiyle kitabın başka bir kahramanına dönüşüyor. Bu nedenle çeviri sürecindeki araştırmalarımın çoğu Kanada’daki Yahudi cemaatine ve Toronto’ya dairdi.

Çevirmeden önce okuduğunuz, sevdiğiniz, aşina olduğunuz bir yazar mıydı Helen Weinzweig? Yoksa çevirmeye karar verdikten sonra mı tanıdınız?

Helen Weinzweig ismini bu kitapla duydum. Çok geç tanınmaya başlamış bir yazar, ilk romanını 58 yaşındayken yayımlamış, İnci Kolyeli Düz Siyah Elbise de ondan sekiz yıl sonra, 66 yaşında yayımlanan ikinci kitabı. Bu kitapla Toronto Kitap Ödülü’nü kazanmış. Ülkesi Kanada dışında hâlâ pek tanınan bir yazar değil. Kitabı çevirmeye başlamadan önce yazar hakkında bulabildiğim ne varsa okumayı, fotoğraflarına bakmayı severim, Weinzweig hakkında çok az bilgiye ulaşabildim ama öğrendiklerim bu kitaptaki anlatıcıyla bazı paralellikler kurmama yetti, belki o yüzden de karakteri çok gerçek bir kişi gibi gördüm birlikte olduğumuz süre boyunca…

Helen Weinzweig orijinal dilinde nasıl bir yazar sizce? Dil kullanımı, üslubu, öne çıkan özellikleri neler?

Bu kitabın çok ağır, karmaşık bir dili yoktu; çeviride zorlayan dil oyunlarıyla, incelikleriyle pek karşılaşmadım. Kitabın ana karakteri, anlatıcımız Shirley geçmişle bugün, hayalle gerçek arasında gidip gelirken bu geçişleri orijinalindeki duygudan uzaklaşmadan aktarmaya çalıştım.

Çevirmen olarak kitapta sizi özellikle çok etkileyen bir öykü ya da bölüm var mı? Varsa hangisi ya da hangileri?

Anlatıcının kendisinden etkilendiğimi söyleyebilirim, bir yandan yaşadığı her şeyin farkında oluşu, bir yandan da bunları göremeyen hali, görememesinin ya da bakamamasının nedenleri… En çok da evine gidebildiği bölümü etkileyici buldum.