2025’te hangi kitapları okuduk? İz bırakan olaylar nelerdi? Edebiyat kamuoyunda neler gündem oldu?
Bu yıl da okurlara, yazarlara, şairlere, çevirmenlere yönelttik sorularımızı.
İyi kitaplar okuyacağımız bir yıl olsun 2026.
2025 yılında yayımlanan kitaplardan beğendiğiniz beş tanesini, beğenme nedenlerinizden kısaca bahsederek bizimle paylaşır mısınız?
Sara Mesa – Bir Aşk
Sert bir iklimi var. Rahatsız edici. Aşkı konforlu bir alana asla sürüklemiyor. Uyumsuzluk ve gerilimden besleniyor. Aşkı bir sığınaktan çok, kontrol alanında tutuyor. Dil; soğuk, mesafeli ve sade.
Tijan Sila – Saraybosna Radyosu
Büyük bir trajediyi gündelik bir alanda işliyor. Slogana ya da epiğe başvurmuyor. Küçük anlar, sesler üzerine eğiliyor. Bağırmadan. Ben buradayım, demeden. Damıta damıta bir kalp kuruyor.
Solvej Balle – Hacim Hesabı Üzerine
Zamanın ilerlemediği bir dünyada yaşama fikri beni cezbetti: aynı günün tekrar tekrar yaşanması. Bu, bir hayli ilginç bir metafor. Bir yere varma zorunluluğunun olmadığı bir dünya tasavvuru. Mikro ölçekte bir varoluş.
Han Kang – Yunanca Dersleri
Gözlerini kaybeden bir adamla sesini yitiren bir kadın, onarılması gereken bir kusur mudur? Han Kang bu soruyu dili ve dokunmanın büyüsünü öne çıkararak geçersiz kılıyor. Minimalist bir üslupla. Şiirin elinden tutarak. Sabır isteyen bir ritimle.
Vigdis Hjorth – Annem Öldü Mü
Anne: hem kaynak hem yaradır. Kız: hem özne hem nesnedir. İki şeyin arasında geçirimsiz bir toprak düşünün. Öyle bir metin bu. Belki de şu daha doğru bir ifade: Neredeyse granit.
Size göre 2025 yılının önemli, dikkat çeken, üzerinde konuşmaya değer edebiyat olayları, konuları nelerdi?
Bela Tarr filmleri sayesinde romanlarıyla tanıştığım Macar yazar László Krasznahorkai’ye 2025 Nobel Edebiyat Ödülü’nün verilmesi.
Edebiyat ortamımıza baktığınızda ne gibi sorunlar görüyorsunuz?
Edebiyat ortamının o kadar uzağındayım ki aklıma yıllardır birilerinin hep bir şekilde bahsettiği şeyler geliyor. Tekrar etmek istemem.