Parşömen’in 7 yıldır sürdürdüğü soruşturmalara verilen yanıtların edebiyat tarihimiz açısından önemli bir kaynak olacağına inanıyoruz.
Bu yıl da okurlara, yazarlara, yayın emekçilerine ve akademisyenlere yönelttik sorularımızı.
İyi kitaplar okuyacağımız bir yıl olsun 2026.

2025 yılında yayımlanan kitaplardan beğendiğiniz beş tanesini, beğenme nedenlerinizden kısaca bahsederek bizimle paylaşır mısınız?
Bu yılın sonlarına kadar aktif olarak bir yayınevinde çalıştığım için çoğunlukla yayımladığım kitapları okudum. İthaki Modern dizisinden önemsediğim iki kitabı işaret etmek isterim burada: Hernan Diaz’ın Kerem Sanatel çevirisiyle yayımladığımız Güven ve Ia Genberg’in Zeynep Tamer çevirisiyle yayımladığımız Detaylar romanları hem çağdaş edebiyatın bugünkü tarzını iyi yansıtıyordu hem de her biri ele aldığı meselelerle, olup bitenler hakkındaki düşüncelerimizin hakikatle o kadar da örtüşmeyebileceğini gösteriyordu. Keyfi yaptığım okumalarda Can Yayınları’ndan yayımlanan iki ilginç kitabı çok sevdim: Meltem Gürle’nin kurguyla-deneme arasında gidip gelen İrlanda Defteri ile Hasan Türksel’in Sebald’ın yolundan kurguladığı Zamanın Dalgaları. Son olarak da Enis Batur’un Exitus üçlemesinin son kitabı Minoa’dan yayımlanan Ağır Su’yu zikretmek isterim, yoğunluğu yüksek “bir son duygusu”ndan şahsen kurtulamadığım için.
Size göre 2025 yılının önemli, dikkat çeken, üzerinde konuşmaya değer edebiyat olayları, konuları nelerdi?
Nobel’in Macar Krasznahorkai’ye verilmesini çok isabetli buldum. Uzun uzadıya yazan ve açıkçası okuru zerre iplemeyen yazarlara Nobel’in verilmesinin doğru olduğunu düşünüyorum. Kimlikleri ve siyasetleri ne olursa olsun son yıllarda Olga Tokarczuk da Peter Handke de okur için özellikle inceltilmemiş, yön tabelaları yerleştirilmemiş, yazınla nasıl oynamak isterlerse öyle yazdıkları kallavi kitapların temsilcileriydiler bana kalırsa. Yayıncılık reflekslerim biraz daha okur dostu kitaplara yönelse de içimdeki okur dev yapıtlarda kaybolmayı, tıpkı Everest’te donmuş bulunan dağcılar gibi kitabının yanıbaşında düşmüş bulunmayı arzuluyor sanırım. Bu yıl ayrıca Dag Solstad ve Roy Jacobsen gibi İskandinav edebiyatında sevdiğimiz isimlerin aramızdan ayrılması üzdü. Şahsen de kitap profesyonellerinin buluşmalarına katılmanın (Bulgaristan’da Burgaz, Türkiye’de Bursa edebiyat festivalleri) keyfini keşfettim, her ne kadar edebiyatın yazanlarla okuyanlar arasında bir mücadele olduğuna inansam da, yan gösteriler ufuk açmaya yardımcı olabilirmiş.
Edebiyat ortamımıza baktığınızda ne gibi sorunlar görüyorsunuz?
Edebiyat ortamında, özellikle yayıncılık açısından, yayınevi yöneticileriyle emekçileri arasında dengenin üst taraf lehine fazla açıldığına şahit olmak mümkün. Ekonomik olarak iyice darboğazda, siyasi olarak da bir tür bunaltıcı karanlıkta olduğumuz son yıllarda, kiraya bile güç bela yetişen, tek işe odaklanmak yerine çok daha fazla işi arka arkaya yapmak zorunda bırakan bir zayıflığa ulaştı yayınevi emekçilerinin maddi durumu. Yayınevleri arka arkaya onlarca kitap çıkarıyorlar ve kitap enflasyonunu okur aleyhine de emekçiler aleyhine de artırıyorlar. Ayakta durmak yayınevleri için de güç, her geçen ay yeni bir kötü haber duymaya devam ediyoruz ama emekçiler için daha da güç, entelektüel kapasiteleri tükenene kadar çalışıp nihayetinde biraz daha fazlasını hak ettiklerini düşündükleri anlarda bir de pek iler tutar açıklama yapılmadan yol veriliyor kendilerine. Ekstradan sosyal medyada, okur kulüplerinde ve kitabevi toplantılarında performans göstermek zorunda kalınması da cabası. Dergilerin yerlerini ekonomisinin nasıl döndüğünü anlayamadığım podcastler, video yayınları ve sosyal medya tanıtımlarının aldığı, dolayısıyla eleştirinin sığ bir övgü-sövgü dijitine sıkıştırıldığı bir atmosferde, sağlıklı değerlendirme yapabilmek de çok zor.
Belki de bildiğimiz dünyanın sonunun hiç bitmeyecek bir çürümeden ibaret olduğunu, bu çürümeden çıkmak için de başta kendimizde başlamak üzere bilmesek de becerebileceğimiz bir dönüşüme ihtiyaç duyduğumuzu kabul etmemiz gerek: Neyin gerçekten doğru olduğuna inanıyorsam onu yapmaktan başka çarem yok.
